30 Aralık 2010 Perşembe

Skandal manken Türkiye'de!

Uyuşturucu parası bulabilmek için para karşılığı seks yaptığı öne sürülmüştü...



33 yaşındaki eski İngiliz manken Sophie Anderton, 2009'dan bu yana birlikte olduğu erkek arkadaşı James Simpson ile birlikte Türkiye sahillerinde güneşin tadını çıkarıyor. Günaydın'da derlenen habere göre; daha önce verdiği röportajlarda en az 3 yıldır uyuşturucu kullanmadığını söyleyen Anderton'un tatilini sayfalarına taşıyan İngiliz Daily Mail gazetesi, "Sophie Anderton, güneşin tadını çıkarırken hiç olmadığı kadar sağlıklı ve mutlu görünüyor. Kamuoyuna yansıyan iddialardan sonra hayatını geri kazanmışa benziyor" yorumunu yaptı.

Haberde, modellik yıllarındaki fit görüntüsüne de geri döndüğüne dikkat çekilen Anderton'ın, Türkiye'nin hangi bölgesinde olduğu hakkında bilgi verilmedi. İngiliz News Of The World gazetesi muhabiri 2007'de işadamı kılığına girerek, Anderton ile para karşılığı cinsel ilişkiye girmek için anlaşmış ve pazarlığı görüntülemişti. Haberin hemen ardından Anderton ile 100 bin sterlinlik (156 bin lira) modellik anlaşması olan bir iç çamaşırı firması kontratı iptal edince, Anderton'ın mankenlik hayatı sona ermişti.

Kocakarı ilaçlarına dikkat!

Şifalı olarak bilinen bazı bitkiler, çok ciddi sağlık sorunlarına neden olabilir...


Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Dermatoloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ekrem Aktaş, kelliğe karşı ''yılan yağı'' ile istenmeyen tüylere karşı ''karınca yumurtası yağı'' kullanılmasının hiçbir bilimsel geçerliliğinin olmadığını bildirdi.

Prof. Dr. Aktaş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, tıbbi ilaçların geliştirilmesinin uzun yıllar aldığını ve çeşitli testlerden geçtikten, binlerce kişi üzerinde denendikten sonra piyasaya sürüldüğünü söyledi.

Piyasada çeşitli isimler altında satılan ve hiçbir bilimsel geçerliliği olmayan ilaçlara itibar edilmemesi gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Aktaş, şöyle devam etti:

''Halk arasında kelliğe karşı kullanılan yılan yağı ile istenmeyen tüylere karşı kullanılan karınca yumurtası yağının hiçbir bilimsel geçerliliği yoktur. Bu tür tedaviler tıpta incelenmeden, araştırılmadan, binlerce kişi üzerinde denenerek değerlendirilmeden, 'ben sürdüm iyi geldi, komşudan aldım iyi geldi, amcam kullandı, dayım kullandı iyi geldi' gibi söylemlerle insanları kandırmak doğru değildir. Uydurma, ebelerimizden, dedelerimizden kalma, bilimsel geçerliliği olmayan tedavilerle insanların kandırılması çok yanlış ve üzücüdür. Bunlar memleketi gerileten sistemlerdir. Millet aya giderken biz karınca yumurtasıyla yılan yağıyla uğraşmamalıyız.''

Prof. Dr. Aktaş, halk arasında şifalı olarak bilinen bazı bitkilerin de çok ciddi sağlık sorunlarına neden olabileceğini belirterek, bu tür bitkilerin kullanımına da çok dikkat edilmesi gerektiğini ifade etti.

Kendilerine ''kocakarı'' ilaçlarının verdiği zararlar nedeniyle başvuran hastalar olduğunu bildiren Prof. Dr. Aktaş, şu bilgileri verdi:

''Örneğin bir hasta dizindeki ağrıya karşı bir ot kullanmış. Bu ot bacak derisini yakarak kemik ve tendonları görünür hale getirmiş. Hasta 'Aman doktor bey dizimin ağrısından vazgeçtim benim yaramı iyileştir, perişan oldum' diyor. Hipokrat 'önce zarar verme' diyor. Önce hastaya zarar vermeyeceksin. Çoğu hastalık kendi kendine iyileşir ya da belirli bir şiddette devam eder. Hastasına zarar vermeyen doktor büyük doktordur, ama faydalı olan doktor daha büyük doktordur. Büyük doktor olmak istiyorsan önce zarar verme, faydalı olmaya çalış. Verdiğin bir maddenin iyi geldiğini sanıyorsun, ama bakalım iç organlara ne kadar zarar veriyorsun? Bağırsaklarını, karaciğerini, böbreğini acaba harap ediyor musun? Bunu biliyor musun? Bunun incelenmesi lazım. Bu tür şeyleri televizyon reklamlarında da görüyorum.''

29 Aralık 2010 Çarşamba

Seslisohbetevi.Com

Seslisohbetevi.Com Merhaba Degerli Misafirlerimiz sizlere daha iyi daha kaliteli ve seviyeli sohbet imkanı sunmak icin yeni sayfamız Www.Seslisohbetevi.Com sesli sohbet sitemiz Acilmisdir.. Sizleri aramizda görmekden Büyük Mutluluk Ve Onur duyariz..
Evet arkadaslar hep durmadan yaziyoruz ümüt ediyoruzki emeklerimiz bosa gitmez sayin degerli ziyareticilerimizde bu güne kadar oldugu gibi ayni sekilde bundan sonrada seslisohbetevi.com siteteleri devam edeceklerdir. fazla basinizi agritmayacagim biz yazin yazilan bütün yorumlara acigiz yazilanlar dogrultusunda eksiklerde tamamlanip daha güzel bir ortam saglayacagimizi umuyoruz.
iyi eglenceler kelitli sohbetler dileriz neseniz daim olsun

Sesli ve Kamerali Sohbet Bölumumuze giris yapmak istiyorsaniz Asagidaki resimi tiklayiniz

Sesli sohbet evi

Sesli sohbet evi denince hos sesli sohbet gelir akılllara sesli chat sitemiz artık evimiz gibi oldu ve artık sesli sohbet evi olarakda söyleyebilirsiniz.Düşünün günün kaç Saati sitemizdesiniz.ancak bir insan evinde bu kadar zaman geçirir değil mi ? Sizlere Evimize Gelen misafir nasıl geliyorsa öle davranıoruz hea çay kahve ısmarlıyoruz ama içemiyorsunuz O Halde Sizleri evimize davet ediyoruz.Sesli chat girişini Tıklamanız Yeterli olacaktır.

Seslisohbetevi

Seslisohbetevi ailesine sizlerde hoşgeldiniz. Seslisohbetevi Sizlere Web Kameralı Sohbet nasıl edilir,nasıl sisteme giriş yapılır bunlar hakkında sizleri bilgilendiriceğim. İnternet yaşantımızda Kamera ile sohbet’i sadece messenger adreslerimizde kullanabiliyoruz fakat messenger adreslerinde iki kişiden başka kamera açamaz ve sohbet edemez. Fakat Seslisohbetevi’nin size sundugu hizmet Eşinizle,dostunuzla,arkadaşlarınızla rahatça yazılı sohbet edebilir Web Kamerası ile karşılıklı bir şekilde sohbet edebilirsiniz. Kamera sistemimiz kaliteli ve gizlilik kurallarına uygun olarak yapılandırılmıştır. Sistemimizde Kamera artı Seslisohbet yapılmaktadır. Buda sizi maddi manevi yüklerinizi hafifletecektir telefon yok başka birşey yok internetiniz olsun yeter çok güzel bir fırsat imkanı sizleri bekliyor degerlendirin.
Sesli sohbet sitelerinde hepiniz fark etmişsinizdirki sitelerin bir çogunda amaçları kötü olarak görülmektedir. Sizler daha eglenceli ailenizin girebilicegi her yaştan grubun sohbet edebilicegi bir Seslisohbet imkanı sunan site Seslisohbetlerin yildizi Sesliyildiz …

Seslisohbetevi Web Kameralı Sohbet sitemizdeki daha bir çok bilgileri temin edebilmek için lütfen Web Kameralı Sohbet odalarımıza giriş yapınız.

Seslisohbetevi Sizinde böyle Web Kameralı Sohbet siteniz olsun istiyorsanız sohbet odalarındaki yetkili arkadaşlardan bilgiler alabilirsiniz.

www.seslisohbetevi.com

www.seslisohbetevi.com SeslisohbetEvi.Com Kamerali Sesli Chat panelini Siz kullanıcılarımızın eğlenceli vakit geçirmesi için tasarlamıştır. SeslisohbetEvi.Com Her kullanıcıya hitap eden bu site daha keyifli vakit gecirmeniz için her geçen gün kendini yeniliyor.yuregininsesi, yuregininsesi.net, Www.SeslisohbetEvi.Com
Sesli Chat odalarinda Her kullanıcı kendi ortamını yaratabilir. Speakychat Serverinin verdiği imkan sayesinde Kendi ortamınızı kurarak Arkadaslarınıza Sesinizi duyurabilir.Onlara mp3 dinletebilirsiniz…Www.SeslisohbetEvi.Com…Ayrıca Canlı müzik odasında Ses yarısması düzenleyebilirsiniz.Yarısma odalarında cesitli ve keyif verici yarısmalar düzenleyebilirsiniz. Sitemize ÜYELİK ÜCRETSİZDİR Www.SeslisohbetEvi.Com SeslisohbetEvi
TüRKiYe´NiN 1 NuMaRaLı SeSLi VE KaMeRALı ChaT PLaTFoRMuNa HoŞ GeLDiNiZ. UNutMaYıN SiTeMiZ Her ÜyeMiZ Misafir DaVEt ETTiKÇe BüYüYeCeKTiR. LüTFeN İnTeRNeTi OLaN TüM TaNıDıKLaRıNıZı DaVeT EDiNiZ

19 Aralık 2010 Pazar

Neşeli bir sesli sohbet için

Merhabalar sevgili arkadaşlar. sesli sohbet, ve sesli chat sitemizde neşeli seslisohbet, için öncelikle sitemizdeki bazı belli başlı kurallara uymak gerekmektedir. Aslında insan olana Kural Gerekmez ama yinede bilindik olan bu kuralları siz değerli Kullanıcılarımızla paylaşmak istedik. Sitemize giren kullanıcı ,üye, ve misafirlerimiz karşınızdaki insan kim olur olsun saygıdan asla taviz vermeyiniz, saygı insanın kişiliğini gösterdiğini unutmayınız. sesli sohbet esnasında asla kırıcı,hakaret , ve dil, din ,ırk ayrımı yapmamanız gerekmektedir. unutmayalımki bizler bu vatanın evlatlarıyız. Sitemizde asla ama asla Bölücü teror Örgutu propagandası YAPILMAMAKTADIR, Yapan yada teşebbüs edenler cezası Süresiz BAN olarak cezalandırılır. Sitemizde asla karşınızdaki insanları küçük düşürecek yazışma, ve sohbetlerden kesinlikle sakınınız. Unutmayınızki Yükseklerde yer tutanlar alçaktakiler kadar sağlamda değillerdir. İnsanları asla ama asla kulaktan duyma ,dedikodudan ibaret olan söylentilerle suçlama yapmayınız ve tanımadığınız insanlar hakkında eleştriden kesinlikle kaçınınız.Tanımadığınız insanlar asla şaka yapmayınız,unutmayınızki Sonunda mutlaka tartışma çıkacaktır ve ortam bozulacaktır. Baştada dediğim gibi insan olana Kural gerekmez ama ben aklıma gelen belli başlı düşünce ve nasıl davranılacağını sizlerle paylaştım . Gerisi sizlere Kalmış İyi ve neşeli bir sesli sohbet, için hemen şimdi sesli chat, odalarımıza giriniz. sizlere doyumsuz hoş sohbetler dilerim

Omegle Görüntülü Chat

Selamlar sevgili arkadaşlar Omegle Görüntülü Chat, Sesli Sohbet, birbirlerine çok yakın kavramlardır Omegla Sohbet, yapmak isteyen arkadaşlarımız sitemizde dilediğinizce sesli chat, yaparak arkadaşlarınızla hoşca güzel zaman geçirebilirsiniz. sitemiz hergeçen gün yenilenmekte ve siz dostlarıyla büyümektedir. omegla görüntülü sohbet, sitesi arıyorsanız işte site işte ortam. girin görün kararı sizler verin. Sevgili arkadaşlar bizler sitemizde sizlerin güzel zaman geçirmesini istiyoruz gelin hepberaber güzelbir ortam kurup bu ortamı daha güzele daha ileriye götürelim. tercih sizin sevgili arkadaşlar. sitemizdeki hertürlü aktivitelere katılıp sesli sohbet, ve sesli chat, in güzelliğini hepberaber yaşayalım sizlere bol ve güzel zaman geçirmeniz dileğiyle kendinize çok iyi bakın.

Sesli Chat ve Sesli Sohbet

Merhabalar çok değerli arkadaşlarım. sesli sohbet ve sesli chat, toplumumuzda yıllardır süre gelen Keyiflerden birisidir. Bu keyif bazen tatlı bazen kavga bazen tartışmayla devam etmektedir. Seslisohbet, in güzelliği elbette tartışılmaz yaşanır : )) Sesli sohbet, de Öncelikle şunu bilmek gerekmektidirki onlardan biriside sitemize hertürden insanlar girmektedir. bunların içinde gerçekten Doyumsuz muhabbet etmek için girende var insanlara bulaşıp ortamı gerende var. yalnız şu unutulmaması gereken hususlardan biriside sitemize asla ama asla dengesiz insanların davranışlarına göre puanlama vermemenizdir. Çünkü bizler aramızda böyle dengesiz mahlukatları barındırmıyoruz. Elimizden geldiğince bunları sitemizden uzaklaştırıyoruz, sizler ve bizler bu sıcak ortamda daha güzel sohbetler edip, müzikler çalmak için. engüzelini yapmaktayız ve yapmayada devam edeceğiz. sitemizi seçen ve bu yazıyı okuyan değerli kardeşim, şimdi istersen sesli sohbet, odalarımıza girip ortamı görebilirsin. şimdiden herkese hoş ve keyifli dakikalar dilerin.

Sesli sohbet ve kalite

Merhabalar sevgili Site kullanıcılarımız. sesli sohbet, ve kalite diyorsanız herzaman ozaman sitemiz hizmetinizde. Hayatınızın her alanında kaliteden ödün vermeyip herşeyin engüzelini beğeniyorsanız ozaman sizlere önerimiz bizleri takip etmeye ve sitemizde seslisohbet, yapmaya devam etmenizi öneririz. Sesli chat, de herzeman kaliteli şekilde yoluna devam eden seslichatailesi, sizlerle beraber büyümeye devam ediyor. Sitemizde Suprizlerle dolubir yıl sizleri bekliyor. özel yarışma odalarında birincilerine birbirinden güzel hediyelerimizle karşınızdayız. sizlerle beraber daha güzel bir ortam oluşturmayı hedefleyen sesli sohbet, sitemiz sizlerinde desteğiyle hız kesmeden yoluna devam etmektedir. sesli sohbet, ve sesli chat, in doyulmaz tadını bizlerle yaşayan bütün kullanıcılarımıza sonsuz teşekkürler.

10 Aralık 2010 Cuma

Kız arkadaş arıyorum

Evet çok sevgili arkadaşlar internet ortamında birçok insan kız arkadaş arıyorum, adı altında arama yapmaktadırlar .bunun karşısında arama yapılan kelimede birdünya sonuç çıkıyor fakat hiçbiri 5 para etmiyor. abuk subuk yerler siteler. Eğer gercekten bir arkadaş arıyorsanız bence bunu real yani Gercek hayatınızda arayınız internette tanışılan ve yapılan dostluklar sevgi, aşk sözcükleri tamamiyle YALAN. : )) siz siz olun sanaldan manaldan sevgili arkadaş aramayınız. bulduğunuzda sizi tamamıyle kandırır .diyeceksinizki hepsi öyle değil evet öyle değil iyi insanlar iyi niyetli arkadaşlarda olabilir. ama bence internetteki sevgiler aşklar yalan dolan.Neyse yinede karar sizlerin arkadaşlar hepinize iyi sesli sohbet, ve sesli chat, dilerim Kendinize çok ama çok iyi bakın kalın sağlıcakla

Keyifli sesli sohbet sitesi

Merhabalar cok değerli arkadaşlar keyifli sesli sohbet sitesi olarak ilkelerimiz siz değerli kullanıcılarımıza engüzel sesli sohbet ve sesli chat ortamını sunmaktır. Sitemizde keyifli birşekilde sesli chat yapmak için öncelikle sitemizdeki kurallara uymanızı önemle rica ederiz. sesli sohbet, ve sesli chat, sitelerinin keyfi birbaşkadır,çünkü sitemizde insanlar birbirlerini görerek ve konuşarak sohbet etme şansını yakalayabiliyor.öncelikle sitemizde kurallara uyan ve insanca sohbet, edecek olan üyelerimiz ve misafirlerimiz başımızın üstünde yeri vardır .bizleri herzaman yalnız bırakmayan değerli site sakinlerimize sonsuz teşekkürler eder iyi ve eğlenceli dakikalar dilerim.

Trabzon sesli sohbet chat sitesi

Merhabalar Çok değerli üye ve misafirlerimiz . Güzel Türkiyemizin güzel bir ili olan Trabzonlu Hemşehrilerimiz Hepinize selam ve Sevgiler. Trabzon sesli sohbet sitesi, Trabzon sesli chat sitesi, Olarak Trabzonlu Tüm lAz Arkadaşlarımızı aramızda Görmek bize mutluluk verecektir. Trabzonlumusun ? yada Yurtdışında yaşıyor isen memleket özlemi çektiysen Buyur Sitemize Trabzonlular odasıyla Hizmetinizdeyiz. Sadece Trabzon deil Karadenizli bütün Sevenlerimizi yanımızda görmek bizlere mutluluk verecektir. Karadeniz insanının o sıcak kanlığı ve sevencenliği ile tanınır birokadarda Fıkralarıyla ,temeliyle, fadimesiyle, Gelin bu güzel sohbetleri ve fıkraları sitemizde doyuncaya dek yaşayalım. bizleri tercih eden bütün sevenlerimize teşekkürleri bir Borç Biliriz Herşeyin engüzeli sizinle olsun. Sevgiyle kalın.

7 Aralık 2010 Salı

Ankara Sesli Sohbet Chat Odaları

Ankara Sesli sohbet ve chat odaları, Ankara bölgesinden katılan ziyeretçilerimiz, Sitemizde sesli ve görüntülü sohbet edebilirsiniz. Birçok ankaradan katılan misafirlerimiz bulunmaktadır. Sizde sohbet odalarımıza giriş yapıp, görüntülü olarak birebir ankaralı arkadaşlar ile sohbet edin. Sitemizde argo sözcükler kullanmak, seviyesiz bir şekilde sohbet etmek yasaktır. Görüntülü sohbet’in tadını bizimle birlikte çıkartın.

Amasya kız msn adresleri

Amasya kız msn adresleri isten tüm kullanıcılar hoş geldiniz. Kız msn adreslerini aldığınız zaman çoğu kez kızlar karşınıza çıkmıyor değil mi? Yada sizi hiç msn adresine kabul etmiyor? Bunu değiştirmek sizin elinizde! Msn adresleri bulmak yerine canlı ve gerçek kızlarla sohbet etmeye, arkadaşlık kurmaya ne dersin? Amasya şehrinden katılımların çok olduğu arkadaşlık odalarına sizde davetlisiniz. Bir çok sitede kız ve erkek msn adresleri görebilirsiniz. Fakat, bu msn adreslerinin doğruluğunu tartışılır.Çünkü; Bir çok msn adresi aldatıcı msn adresidir. Bizde ise gerçek ve canlı insanlarla sohbet edecek ve güzel arkadaşlıklar kurabileceksiniz. Amasya ilinden katılan arkadaşlara özel sohbet odalarımız bulunmaktadır. Sende msn adresi yerine canlı kullanıcılarla konuşmak istiyorsanız sesli chat odalarına giriş yapmalısın. Artık sizde kız msn adresleri istemiyorsunuz değil mi? O halde sizleri sesli ve görüntülü arkadaşlık odalarımıza davet ediyoruz.

Ankara kız msn adresleri

Ankara kız msn adresleri arayan baylar hoş geldiniz. Bir çok sitede bu tür başlıkları görmemiz mümkündür. Peki verdikleri, yazdıkları msn adresleri sizce doğru mu? Tabii ki doğru değil! Bu tür sitelere aldanmayınız. Canlı görmediğiniz veya sesini duymadığınız bir kimsenin neden msn adreslerini alıyorsunuz ki? Bot türü msn adresleri açarak kullanıcılarını kandıran bir çok site vardır. Bu siteleri kınıyor yaptıklarının yanlış olduğunu belirtmek istiyorum. En güzel sohbetin adresinde bulunuyorsunuz. Seslichat salonlarında uzunca tanıdığınız kişilerle isterseniz sitemizde isterseniz özel odalarda konuşabilirsiniz. Benim Ankara’dan arkadaşım yok, Sevgilim yok derdine son vereceğiz. Sizler için daima seviyeli ve güvenilir arkadaşlıklar sunmaktayız. Bazı sitelerdeki resimlere kanmayınız. Canlı gördüğünüz kişilerle diyaloğa geçiniz. Bu tür siteler kesinlikle doğru msn adresleri vermemektedir. Sesli sohbet odalarındaki kullanıcılar ise canlı ve gerçektir. Ankara kız msn adresleri, Ankaralı kız msnleri.

İstanbul gerçek kız msn adresleri

İstanbul kız msn adresleri, İstanbul gerçek kız msn adresleri, İstanbul’dan katılan kullanıcılarımız öncelikle hoş geldiniz. İstanbul’dan Arkadaş, İstanbul’dan kız arkadaşlar bulmak için bir an önce muhabbet odalarımıza bağlanın. Sitemizde üyelikler kesinlikle ücretsizdir. Hiç bir şekilde sohbed esnasında ücret talep edilmemektedir. Bilgisayarınıza zararlı bir içerik kesinlikle sitemizde yoktur. Sesli chat’e ilk defa girenler yazılı chat sitelerinde olduğu gibi ilk girişte küçük bir java denetimini yüklemek zorundadırlar. Sesli odalar, Firefox gibi tarayıcılarda ne yazık ki çalışmamaktadır. Hemen İStanbul’dan katılan gerçek kişilerle tanışmak için aşağıdaki resme basınız. Görüntülü Chat’in keyfini sitemizde çıkartın. İddia ediyoruz; Bu sitenin tiryakisi olacaksınız!!! İstanbul kız msn adresleri, istanbul bayan msnleri

Yozgat Sesli Sohbet Chat Sitesi

Merhabalar Çok değerli üyelerimiz misafirlerimiz. Yozgat Sesli Sohbet, sesli chat, sitesine Hoş geldiniz sefalar getirdiniz. Sitemizde siz değerli yozgatlı arkadaşlarımızı görmekten mutluluk duyacağız,Yozgatlı hemşehrilerimizin buluşma adresi olan sesli chatailesi, web Sitemiz Yozgat yöremize ait şiir, oyun, şarkılar, türküler , ve sohbetler yapabileceğiniz Kaliteli ve Güvenilir bir adresimizdir. ister arkadaşarınızla isterseniz ailenizle hoşca vakit geçirebilir sesli sohbet, sesli chat, in tadını birlikte çıkarabilirsiniz. Şimdiden iyi sohbetler Bol Eğlenceler Dilerim.

Sesli Sohbet Keyfi

Merhabalar Çok Değerli Arkadaşlar Sesli Sohbet Keyfi, ve sesli chat, sitesindeki engüzel zamanları birlikte geçirelim. Sitemiz Eğlence ve Güzel vakit Geçirmek için en ideal ortamı siz sevdikleri için hazırlamaktadır. sitemizde dilediğinizce coşup eğlenin müzik dinleyin sohbet edin, oan içinizden ne geliyorsa öyle yapın sitemizde keyifli ve hoşca vakit geçirmeniz dileğiyle iyi ve hoş saatler dilerim.

Ankara Sesli Chat Sohbet Sitesi

Merhabalar çok değerli üyelrimiz , Ankaradan katılan tüm dostlarımıza selamlar olsun. Ankara Sesli Chat Sitesi, ve Ankara Sesli Sohbet Sitesi, Olarak sizlerin hizmetindeyiz. Ankaralı tüm sevenlerimizi sitemize bekleriz ankaraya ait sesli sohbetlerin yapıldığı ve ankara yoresine ait müziklerin çalındığı sesli chat, sitemizde bütün ankaralı dostlarımızı göremek bizlere mutluluk verecektir. Ankaralı Arkadaşlarımızın toplanma mekanı olmayı hedefliyoruz ve bu konuda yoğunbir çalışma içerisine giriyoruz. Sesli sohbet, odalarımızda Ankara sesli chat odaları, mevcut olup bu odalarımızda tamamıyle ankaralı sevenlerimize ayrılmıştır. Sizler sevdiklerinizle beraber sitemizde hoşca vakit geçirebilir, sohbetler yapabilir, şarkılar çalabilirsiniz. Bizleri tercih eden tüm sevenlerimize sonsuz saygı ve sevgilerimizle Herşey Gönlünüzce olsun.

Sesli Sohbet ve Sesli Chat Odalarında Seviyeli Muhabbet

Merhabalar Çok Değerli Arkadaşlar, Bilindiği üzere insanlar sesli sohbet, ve sesli chat, sitelerine Güzel vakit geçirmek ve Sohbet edip kafa dağıtmak amaçlı gelmektedirler. Fakat Bugüzel ortamda bazı kendini bilmez insanlar ister istemez çıkmaktadır. Butarz insanlar normal günlük hayatımızda karşımıza çıkacağı gibi sitemizde ve Sesli sohbet odalarımızdada siz sevgili misafirlerimizin karşısına çıkmaktadırlar. sizler sitemize bu dengesiz insanlara bakarak sitemizi puanlama yapmamanızı önemle rica etmekteyiz. Sitemiz Butarz sorunlarda 7/24 Yetkili ve Yöneticilerimiz Bulunmaktadırlar yada sitemizin iletişim kısmından bizlere mail atmanızı önemle rica ederiz. Sitemiz tamamıyla seviyeli ve Ortamı germeden sohbet etmek amaçlı olup asıl amacı insanlara hoşca vakit geçirip eğlendirmektir. Sitemizin sohbet odalarında dilediğiniz şekilde sohbet edip müzik çalabilirsiniz. Bizlere ve sitemize Göstermiş olduğunuz ilgiden dolayı  Adminlerim adına sizlere Teşekkürü Borç Biliriz. Sizlere Yalansız, Bol Kazançlı ve Güzel Günler Dileriz.Herşey Gönlünüzce Olsun

Kaliteli Sesli sohbet adresi

Merhabalar Çok Değerli Kullanıcılarımız. Kaliteli sesli sohbet, Olma yolundaki yarışımız hız kesmeden sürmektedir. Bizler siz değerli üye ve misafirlerimize herzaman sesli chat, odalarında kaliteyi göstermek adında vargücümüzle çalışmaktayız ve bu çalışmalarımız hız kesmeden devam edecektir. Sitemizde Yapılan sesli sohbet, ortamı herzaman en düzeyli ve eğlenceli olmaktadır. Bizler gerek yöneticilerimiz gerek adminlerimizle sizlere en kaliteli seslisohbet, ortamını yapmak için elimizden geldiğince çaba sarfetmekteyiz, Kaliteli bir sesli sohbet, ortamı arıyorsanız tam yeri ve adresinde bulunmaktasınız. Sitemizin sesli chat, odalarına hemen şimdi girip sesli sohbet, in doyumsuz tadını seslichatailesi farkıyla yaşayınız. herkese bol eğlenceli günler dilerim saygı ve sevgilerimle.

4 Aralık 2010 Cumartesi

Vajinusmus yuva yıkıyor!

Türkiye’de cinsel sorun yaşayan erişkinlerin oranı yüzde 40-50’lere varıyor.
Ama ancak yüzde 3-4’ü doktora başvuruyor. Vajinismus gibi cinsel ilişki kurulmasını engelleyen problemler boşanmaların önemli sebeplerinden İstanbul Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı Cinsel Yaşam ve Sorunları Programı’ndan Prof. Dr. Doğan Şahin, yılda binlerce kişinin cinsel sorunlar nedeniyle merkezlerine başvurduklarını belirtiyor. Ancak problemi olan kişilerin milyonlarla ifade edilebilecek boyutta olduğunu söylüyor. Cinsel sorun yaşayan erişkinlerin oranının yüzde 40 - 50 civarında olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Doğan Şahin, “Türkiye’de 25 milyon kişi yetişkin yaştaysa bunun 10 milyonunun cinsel bir probleminin olması gerekir. Ama 10 milyon kişi doktorlara başvurmuyor, kliniklere başvuranların oranı yüzde 3 - 4’ü geçmez. Ancak 10 - 20 bindir bizlere gelenler” diyor. Kadındaki vajinismus gibi sorunların varlığında hiç cinsel ilişki kurulamadığını hatırlatan ve bu evliliklerin bitme olasılığının daha çok olduğunu belirten Prof. Dr. Doğan Şahin, sorularımızı yanıtladı. En sık kimler cinsel sorunları nedeniyle boşanıyor? Kadında vajinismus, erkekte ED veya erken boşalma varsa boşanmayla sonuçlanıyor. Sonuçta bir şekilde cinsel ilişki kurulabiliyorsa o kadar dert edilmiyor. Ama vajinismusta hiç cinsel ilişki kurulamıyor ve bu daha ciddi bir sorun oluyor. Evliliğin başından itibaren olan bir sertleşme zorluğunda hiç cinsel birleşme olmadığı ya da devamı getirilemediği için tedavi olmazsa bu çiftlerde boşanma daha sık oluyor. Vajinismusun görülme sıklığı nedir? Batı ülkelerinde yüzde 1’in altında görülürken Türkiye’deki oranı yüzde 10’a yakın diye tahmin ediyoruz. Benim gördüğüm vajinismuslu sayısı bugüne kadar 10 bin kadardır ama batılı meslektaşlarım arasında hayatı boyunca hiç vajinismus vakası görmeyenler var. Bizim merkezimize her gün 4 - 5 yeni başvuru oluyor. Bunların bir kısmında cinsel ilişki kurulamadığı için çiftlerin arasında geçimsizlik başlıyor. Birbirlerini suçlama çok yaygın, “Sen yapamıyorsun”, “Hayır sen yapamıyorsun” şeklinde tartışmalar, kavgalar büyüyor ve bir süre sonra boşanmak için mahkemeye başvuruyorlar. Tedavi oranı yüzde 100 Bilirkişi olarak rapor mu veriyorsunuz bu çiftlere? Evet. Hakimler “Bu sorun tedavi edilebilir bir şey mi?” diye sorar. Biz de “Evet tedavi edilebilir” deriz. Cinsel sorunlar kadar tedavisi kolay olan başka bir psikiyatrik sorun yok. Birçok çiftin bu nedenle boşanma süreci uzuyor, çünkü hakim tedavi yolunu öneriyor. Cinsel sorunların tedavisinde başarı oranı nedir? Cinsel sorunlar istek olduktan sonra çok kolay çözülür. Vajinismusun tedavi başarısı yüzde 100’dür. Ama çoğunlukla hastalar bize geldiğinde iş işten geçmiş oluyor. Oysa başlangıçta gelseler tedavi olabilirler. En ümitsiz vaka da tedavi olabilir. Ancak boşanmaya niyetli olanlar tedaviye devam etmezler. Bu durumda da tedavi olamazlar. Evliliklerini sürdürmeye niyetli çiftler varsa birinci tavsiyem ailelerini araya sokmasınlar. İkincisi mutlaka profesyonel yardım alsınlar. Bakılmayan ilişki beş yılda kurur * İlişkide ne kadar özen varsa o kadar iyi olur. Ama genelde tam tersi, ilişkiyi yıpratacak şeyler yapılıyor. Boşanmaların en önemli nedeni bu. İnsanlar ilişkilerine bakmıyor, bakılmayan bir ilişki beş yılda kuruyor. İki kişi birbirini sevdiğini, önemsediğini ne kadar sık gösterirse bu, ilişkiyi o kadar taze ve sıcak tutar. * Her gün onu düşündüğünüzü gösteren bir şey yapın. Örneğin telefonla arayın, onun hoşuna giden küçük sürprizler hazırlayın. Ona kendisini özel hissettirin. * Cinsel ilişki, çiftleri birbirine bağlar. Beraber ne kadar güzel vakit geçiriliyorsa, o ilişkiye yatırım da o kadar iyi olur. Bu da cinsel yakınlığı artırır. Cinsel yakınlık olunca da hayatın diğer alanlarındaki paylaşımlar artar. “Kardeş gibi olduk” dememek için Sağlıklı insanlar fark etmeden genellikle ebeveynlerine benzeyen kişilere aşık olup onunla evlenir. Hepimizin karşı cinsteki ebeveyne duyduğu özel ilginin içinde bir miktar cinsel arzu da bulunur. Bu durum, 3-5 yaşındayken geçer. Ama azımsan-mayacak bir grupta tamamen çözümlenmiyor, bastırılıyor. Sorun şurada; bu bir insana aşık olmamızı sağlıyor ama yavaş yavaş bunun ortaya çıkması da cinselliğin aleyhine bir gelişme oluyor. “Aynı babam gibi su içiyor” derken cinsel arzu duymak suçluluk duygusuna yol açıyor ve cinsel istek törpülenmeye başlıyor. Böyle çiftler “Artık cinsel arzu duymuyoruz kardeş gibi olduk” der. Bunu tersine döndürmek çaba gerektirir. Eşinizi ayrı bir insan olarak görebilmelisiniz. En kötüsü karşı tarafı anne ya da baba gibi davranmaya zorlamak.

Türkiye'nin AIDS gerçeği

Sağlık Bakanlığı 2009 yılı verilerine göre, bugüne kadar 3 bin 671 HIV pozitif vakası bildirildi.
Ancak gerçek sayı için bu rakamın beşle çarpılması gerekiyor. 2009’da yapılan altı milyon testin 450’si HIV pozitif çıktı Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı’ndan Prof. Dr. Volkan Korten, 10 yıl öncesinde yurt dışında çalışan işçilerin ülkeye gelip hastalığı halka bulaştırmasının önemli bir sorun olduğunu belirtiyor. Ancak son yıllarda hastalık gençler arasında yayılıyor. Kontrolsüz seks işçilerinin de hala önemli bir sorun oluşturduğunu anlatan Prof. Dr. Korten, ayrıca kıyı şeridindeki bölgelerin turizm sezonunda hastalığın yayılması açısından risk altında olduğunu vurguladı. Tedavide HIV pozitifi baskılayan ART adlı antiretroviral terapinin sürekliliği önemli. Birkaç gün bile ara vermek virüsün ilaçlara karşı dirençli hale gelmesine neden olabiliyor. Prof. Dr. Korten, erken tedavinin faydalarıyla ilgili şunları söyledi: “AIDS’ten ölenlerin sayısı azaldığı için HIV’le yaşayan insan sayısı artıyor. Tedavinin artık hastalığın bulaşmasını önlediği üzerinde duruluyor. Tedavi alan kişilerin bulaştırıcılığı çok azalıyor. Erken tespit edilebilirse tedaviyle aynı kanserde olduğu gibi hastalığın seyri çok etkileniyor.” HIV = ölüm değil Prof. Korten, 1990’lı yıllarda hastaların sağlık kuruluşlarına “Öleceğiz” diye başvurdularını söylüyor. Ancak artık bu endişeyi eskisi kadar yaşamadıklarını belirterek, “Hastalar artık tedavi oldukları takdirde ölmeyeceklerini biliyorlar. Biz onlara hayat sürelerinin 5 - 10 yıldan daha fazla kısalmayacağını, normalde 80 yaşında ölecekken 70’inde, 70’te ölecekken 60 - 65’inde öleceğini söylüyoruz. Bu onları rahatlatıyor” dedi. CD4 hücreleri neden bu kadar önemli? Güney Afrika’da iki ay boyunca gönüllü hekimlik yapan Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Deniz Gökengin, sağlıklı insanlarda sayıları bin civarında olan CD4 adlı bağışıklık sistemi hücrelerinin HIV tedavisindeki önemini anlattı. Gökengin, “CD4, bağışıklık sisteminin vücudu mikroplardan ve kanserlerden koruyan temel hücresi. HIV’in hedef aldığı ve içinde çoğaldığı hücre. CD4 hücreleri belli bir düzeye gelince tedaviye başlamak gerekiyor” dedi. CD4 sayısı 200’ün altına düşünce Gökengin, “Bütün çalışmalar tedaviye ne kadar erken başlanırsa, yani CD4 sayısı ne kadar çokken başlanırsa, sonucun o kadar iyi olacağını gösteriyor. Bağışıklık sisteminde mümkün olduğunca az tahribat yaratarak bu hastalığı durdurmanın en iyi sonuçları vereceği düşünülüyor. En riskli dönem, CD4 sayısının 200’ün altına düştüğünde başlıyor. Zatürree gibi enfeksiyonlar, merkezi sinir sistemindeki sorunlar, menenjit, ağır ishaller veya kanserler ortaya çıkıyor. Tedaviyle HIV pozitiflerde de bu hücrelerin sayısını binin üzerine çıkarmak mümkün. CD4 miktarı binin üzerinde olan çok hastamız var” ifadesini kullandı. YANLIŞ GRUPLARA TEST YAPILIYOR Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Deniz Gökengin, “HIV pozitif oranlarının yüksek olduğunu düşündüğümüz ve salgın için kaynak oluşturabilecek özel gruplarda hiç test yapılmıyor” diyerek test sorununa dikkat çekti. Prof. Gökengin, “Bakılanlar sağlıklı kan bağışçıları, kayıtlı genelev, bar, pavyon çalışan- ları. O kadar çok yurt dışından gelen kayıtlı olmayan seks çalışanı var ki. Asıl onlara test yapılmalı. Çünkü kaynağın seks işçilerinden köken aldığını düşünüyoruz ama o grup ulaşılmayan bir grup. Oradaki oranları bilmiyoruz” diyor. Heteroseksüel bulaşma birinci sırada - Heteroseksüel bulaşma yolu yüzde 59.32 - Homoseksüel ve biseksüel bulaşma yolu yüzde 0.15 - Bilinmeyen yollar yüzde 23.98 TÜRKİYE’DE HIV POZİTİFLERİN UYRUKLARI - Yüzde 17.86 yabancı - Yüzde 80.80’i Türk vatandaşı -Yüzde 1.34 bilinmiyor

Bir sen, bir ben, bir de terapist!

İlişkiler ilk günlerde günlük güneşlik olsa da, ilerleyen günlerle birlikte güneş gider, etrafı kara bulutlar sarmaya başlar ve sonu ya yağmur olur ya da her şeyi alıp, süpüren bir sel... Eğer ilişkinizdeki problemleri yağmurla atlatmak ve sele kapılmak istemiyorsanız, çaresiz değilsiniz. Son yıllarda, birlikteliklerdeki sorunların çözümlerinde önemli rol oynayan ilişki terapileri oldukça etkili sonuçlar veriyor. Birlikte yaşamla birlikte sorunlar ortaya çıkmaya başlıyor ve problem çözme yeteneği her zaman yeterli olmuyor. Artık çift tıkanmaya, ilişkileriyse iyi gitmemeye başlıyor. Bu noktada ilişki terapisi devreye giriyor. İlişki terapisi konusunda uzman, Psikolog Şeyma Çavuşoğlu, ilişkilerin bozulmasındaki genel nedenin iletişim problemi olduğunu söylüyor ve "Derine indiğimizde, aslında genel sorunun çiftlerin beklentilerden kaynaklandığını görüyoruz. 'Bana istediğim gibi davranmıyor, beni dinlemiyor' gibi şikâyetlerle geliyorlar. Aslında farkında olmasalar da, en başta nasılsa öyle davranıyorlar; fakat beklentileri olduğu için mutlu olamıyorlar" diyor. Kadınlar daha kolay kabul ediyor Çiftler, ilişkilerindeki sorunlar için çözüm yolu bulamadıklarında yani artık son noktaya geldiklerinde terapiye başvurmayı tercih ediyor. Yapılan araştırmalar, kadınların terapiye daha sıcak baktığını gösteriyor. Bireysel olarak da kadınlar terapiyi daha çabuk kabul ediyor ve çoğu zaman ilk başvuru kadından geliyor. Kadın kabul ettikten sonra eşini de ikna ediyor. Terapi süreci Psikolog Şeyma Çavuşoğlu şöyle devam ediyor: "Terapilerde önce problemi iki taraf açısından dinlemek gerekiyor. Kadın açısından da, erkek açısından da sorunları dinliyoruz. Çünkü gelen çiftler, ortak bir problemle geliyorlar. 'İletişim sorunumuz var' diyorlar. Fakat kadının anlattığı farklı bir şey, erkeğin anlattığı farklı bir şey oluyor. Problem tanımını ikisinden de alıyoruz. Sonra baş etme yöntemlerine bakıyoruz, bazen baş etme yöntemlerinin yeterli olmadığını görüyoruz ve bununla ilgili çalışmamız gerekiyor. Problem çözme becerilerinde eksiklik varsa bu konunun üzerinde duruyoruz. Sonraki süreçte ise çiftle birlikte bir hedef belirliyoruz, o hedefler için aşama aşama yeni çözümler geliştiriyoruz. Terapiler çok uzun sürmüyor. Ortalama altı-sekiz seans arasında çiftlerde değişim görülebiliyor." Altıncı yıl çok önemli Psikolog Şeyma Çavuşoğlu, ilişkilerde özellikle İlk altı yılın çok önemli olduğunu söylüyor. En fazla boşanma ise evliliğin yedinci yılında oluyor. ilişki terapilerinin amacı ise her zaman çiftin birleşmesi yönünde olmuyor. Şeyma Çavuşoğlu, "İlişki terapisi denilince, akla ilk olarak çiftin arasında bir sorun var ve bu sorunun iyileştirilmesi gerektiği geliyor. Fakat bu, çiftin birlikte devam etmesi gerektiği gibi algılanabiliyor. Ama ilişki danışmanlığında şunu söylüyoruz; evet çift gelebilir, ilişki devam da edebilir ama çift boşanmaya da karar verebilir. Aslında birlikte, o çift İçin en doğrusu hangisi ise ona karar veriyoruz" diyor. Evlilik öncesi danışmanlık Yurt dışında yaygın olan ve Türkiye'de de daha yeni yeni yaygınlaşmaya başlayan evlilik öncesi danışmanlık da çok önemli. Bu danışmanlıkta, çiftler evlenmeden önce ilişkileri için terapi alıyorlar. Çünkü, İki tarafın da evlilikten farklı beklentileri var. Bunlar önceden konuşulduğunda ileride daha büyük sorunlara neden olmayabiliyor. Mutlu çiftlerin bir sırrı var! Mutlu ilişkilerdeki iletişim biçimlerine bakıldığında birkaç özellik sıralanıyor. Mutlu ilişkileri olan kişiler tartışmaları çok büyütmüyor. Onlar, sorunlarını konuşuyor, tartışıyor ama bunu kavgaya dönüştürmüyor. Daha esnek oluyorlar. Bu çiftlerin katı kuralları olmuyor. İki taraf da birbirini daha iyi dinliyor. Karşı tarafın ne demek istediğini anlamaya çalışıyor. En önemli şeyse birlikte daha fazla vakit geçiriyorlar. Cinsel sorunlar çok önemli Cinsellikle ilgili yaşanan bir sıkıntı, çiftlerin iletişimine de yansıyor. Kadının cinsel isteği azsa, erkek için problem oluyor ve kendini çekiyor. Bu durumda iletişim azalıyor. Ya da çiftlerde "Beni istemiyor çünkü beni sevmiyor" gibi düşünceler oluşabiliyor. Bunlar dolaylı olarak iletişimi engelliyor. Çiftler doyum yaşamadığında arayışa girebiliyorlar. Evlilikle ilgili yapılan araştırmalar, evliliklerin çok büyük bir kısmının, özellikle ilk yıllarda, aldatma ile bitebildiğim gösteriyor. Aldatma, ilişkide uzaklaşma ve daha az vakit geçirmeye neden oluyor. Kıskançlık da aynı şekilde etki yapıyor. Çiftlerin biri karşı tarafın hayatını engelleyecek şekilde kıskandığında durum kötüye gidiyor, Sırf kıskançlık nedeniyle ilişki terapisine gidenler de var. İLİŞKİ TERAPİSİNE KATILANLAR ANLATIYOR Kıskançlığı delirtiyordu Dilek E. "Erkek arkadaşımla yaklaşık üç yıldır birlikteyiz, ikimiz. de yoğun çalışan kişileriz. Fakat ben işim gereği sürekli sosyal ortamlara girmek durumunda olan biriyim. Fakat erkek arkadaşımın, başlarda eğlenceli gibi görünen kıskançlıkları, sonrasında hayatımı bir kâbusa çevirmeye başladı. Her gün eve geldiğimde telefonumu kontrol ediyor, saat saat ne yaptığımı bilmek istiyordu. İş yerindeki tüm erkeklerden kıskanıyor, normal arkadaşlarımla görüşmemi bile sorun ediyordu. Bu durum yavaş yavaş hayatımı kısıtlamaya başladı. Ona bunları söylediğimde bunun böyle gitmeyeceğine karar verdik. Ayrılmak istemediğimiz için bir ilişki terapistine başvurduk, Erkek arkadaşım da durumun farkındaydı ve bu sorundan kurtulmak istiyordu. Terapiler sayesinde durumun aslında erkek arkadaşımın eski ilişkisinden kaynaklandığını ve önceki ilişkisinde aldatıldığı için güven sorunu yaşadığını gördük. Terapiler çok işe yaradı. Şimdi çok ufak kıskançlıklar yaşasak da, eskisi gibi sorunlar yaşamıyoruz." Romantizm bitmişti Duygu G. "Eşimle artık ilişkimizin eskisi gibi olmadığının farkındaydık. Ben de, o da çok yoğun çalışıyorduk. Bu nedenle birbirimize vakit ayıramıyorduk. Fakat boşanmak da istemiyorduk; çünkü bir çocuğumuz var ve onun mutsuz olmasını istemiyorduk, İlişki terapisine gitmeye karar verdik. Terapistimizle yaptığımız görüşmelerde, terapistimiz bize, çocuğumuzun mutsuz bir ortamda büyümesindense boşanmanın da bir seçenek olabileceğini söyledi. Terapiler başladıkça aslında sorunun birbirimize eskiden yaptığımız jestlerin artık olmamasından kaynaklandığını gördük. Çünkü eşim çok romantik bir erkektir ve flört ederken bana hep küçük sürprizler yapardı, birlikte çok zaman geçirir ve çok eğlenirdik. Terapide bu gerçeği gördük ve eşim eskisi gibi bana küçük jestler yapmaya başladı. Ben de aynı şekilde ona sürprizler yapmaya başladım. Birlikte yemeğe çıkmaya, eskisi gibi daha çok vakit geçirmeye başladıkça aslında birbirimizi ne kadar çok sevdiğimizi hatırladık. Terapiden sonraki bir yılımızı doldurduk ve şimdilik her şey yolunda gidiyor. Umarım birlikteliğimiz hiç bozulmaz." Teknoloji aramıza girdi Derya S. "Eşimle on yıllık evliliğimizden iki tane kızımız var. ilk yıllar her çift gibi biz de sorunsuz bir yaşam sürüyorduk. Fakat yıllar geçmeye başlayınca ve çocuklar büyüyünce her şey yavaş yavaş değişmeye başladı. Aslında bende değil ama eşimde gözle görülür ilgisizlikler belirdi. Örneğin, akşam eve geldiğinde hiç konuşmuyor, yemekten hemen sonra bilgisayarın karşısına geçiyordu, İlk başlarda iş yapıyor diye bu durumun çok fazla üstünde durmadım fakat sonrasında ben odaya girince bilgisayar ekranını kapatmaya başlayınca dikkatimi çekmeye başladı. Bir gün eşim evde yokken bilgisayardan anlayan erkek kardeşimi eve çağırdım. Ona bazı şüphelerim olduğunu söyledim. Eşimin internette yaptığı konuşmaların dökümlerini çıkardık. Şüphelerimde yanılmamıştım, bir kadın değil birçok kadınla internette konuştuğunu gördüm. Konuşmalar genelde flört eden iki kişinin birbirine yazdığı şeylerden ibaretti. Önce ne yapacağımı bilemedim. Bu bir aldatma sayılır mıydı? Eşime de bir şey söyleyemiyordum fakat ilişkimizin böyle devam edemeyeceğini de biliyordum. Eşime ayrılmak istediğimi söyledim. İlk önce çok şaşırdı. Sonrasında ayrılmak istemediğini ve bir terapiste gidebileceğimizi söyledi. Terapilerimizde aslında artık birbirimize karşı bir şeyler hissetmediğimizi ve zorunlu bir evlilik yürüttüğümüzü anladık. Bunu anlamak için terapi gerekli mi diye düşünebilirsiniz fakat gerekliydi. Çünkü olayların içindeyken tam olarak ne yaşadığınızı anlayamıyorsunuz. Sonuç olarak; eşimle ayrılmaya karar verdik. Şimdi çok daha mutlu olduğumu hissediyorum ve pişman olmayacağımı biliyorum." Yataktaki heyecanı kaybettik Aydan G."Eşimle evlenmeden üç yıl flört ettik. İlişkimiz her yönüyle çok uyumluydu. Özellikle yataktaki uyumumuz herkese örnek olacak nitelikteydi. Birbirimizi çok iyi anlıyor ve ne istediğimizi gayet iyi biliyorduk. Her konudan konuşabiliyorduk, Hatta öyle günler vardı ki o gecenin bizim için önemli olması için günler öncesinden plan yapıyor, fantezilerimizi bir gün değişik yerlerde birlikte olarak, bir gün seksi bir iç çamaşırlarıyla gerçekleştiriyorduk. Fakat bu mutluluğumuz evliliğimizle birlikte ilk önce azalmaya, sonra da giderek değişmeye başladı, Artık bizim de diğer çiftlerden bir farkımız kalmamıştı. Kötü giden cinsel hayatımız, gündelik yaşamımıza da yansıyordu. Eskiden bana karşı çok ilgili olan eşimin giderek bende uzaklaştığını görüyordum fakat yine de cinsel yönden onu arzulamıyordum. Sonunda bir gün eşimin başkalarından hoşlanmaya başladığını fark ettim. Bunu açık bir şekilde yakalamadım fakat bir yere gittiğimizde bakışlarının etrafa kaydığını hissediyordum. Onu kaybetmek istemiyordum ve sonunda eşimle konuşarak bir terapistten yardım almaya karar verdik. Terapilerimizde, sorunun evlendikten sonra birbirimizi kaybetme korkumuzun kalmaması ve artık cinselliğin ikinci planda olmasından kaynaklandığını anladık. Başka arayışlara girdiğimizi fark ettik. Terapistimiz bize biraz daha heyecana ihtiyacımız olduğunu söyledi. Belki bazılarına göre yanlış diye kabul görse de, bir süreliğine evden ayrıldım ve eşimle eskisi gibi kaçamak buluşmaya başladık. Önce romantik bir yemek yiyor sonrasında onun evine gidiyormuş gibi birlikte yaşadığımız eve gidiyorduk. Eski heyecan yeniden geldiğinde ise tekrar aynı eve yerleştik. Şimdi çok daha dikkatliyiz. Gün içinde birbirimize romantik mesajlar atıyor, hafta sonlarında farklı planlar yaparak birlikte güzel ve kaliteli zaman geçirmeye özen gösteriyoruz."

Canım sevişmek istemiyor!

Seks uzun iş. Yapmak zorunda olduğum o kadar çok şey var ki!“ diyor 33 yaşında evli bir kadın.
Seks günlük, rutin yapması gereken şeyler listesinde, kocasını memnun etmek için yapmak zorunda olduğu herhangi bir madde. Aylardan beri hiçbir cinsel istek duymuyor, çok uzun zamandır da en ufak bir cinsel fantazi geçmiyor aklından. Cinsel istek azlığından muzdarip kadınlarla ilgili birçok araştırma yapılıyor son yıllarda. Bu çalışmalarda yer alan ve cinsel isteksizlik yaşayan kadınların tamamı ruhsal ve fiziksel olarak sağlıklılar. Hepsinin de ilişkilerinin başlarında eşleriyle uyumlu ve güzel bir cinsel hayatları olmuş. Şimdi ise ufacık bir sarılmaya bile tahammülleri yok. Eskiden kendilerine haz veren bütün dokunmalar şimdi kendilerinde bir uzaklaşma arzusu, bir isteksizlik yaratıyor. Ya da mekanik bir sevişmeyle sonuçlanıyor; gözlerimi kaparım vazifemi yaparım durumu. Peki cinsel isteğe ne oldu? Ne zaman kayboldu cinsellikten alınan haz? Kadınların cinsel isteksizlik sorunu son 10 yıldaki kadar yoğun bir biçimde hiçbir dönemde araştırılmadı. Kimi araştırmacılar daha önce varolmayan bir hastalığın ortaya çıkmış olduğunu savunurken, kimileri de aslında hastalık olmayan normal bir durumun, yani isteksizliğin bir hastalık gibi gösterildiğini iddia ediyorlar. Bir grup araştırmacı da kadınların sonunda ciddiye alınmaya başladığını söylüyor. Bütün bu uğraşlar aslında Viagra’nin erkeklerdeki başarısından sonra kadında da cinsel isteği arttıracak bir ilacın ilaç firmalarının iştahını kabartmasıyla da ilgili. ABD’de Sağlık Bakanlığı Yetkilileri Alman İlaç Firması Boehringer Ingelheim tarafından geliştirilmiş olan bir Flibanserin adlı bir ilâcı test ettiler. Kadın Viagra’sı olarak da adlandırılan bu madde kadındaki cinsel isteksizliğe karşı geliştirilmiş bir ilaç. BioSAnte adlı Amerikan ilaç firması yetkilileri, böyle bir ilaç piyasaya çıkacak olsa, yalnızca ABD’deki pazar payının yılda en az 2 milyar Dolar olacağını söylüyorlar. Cinsel sağlığınızı geliştirici ürünlere göz atın! Bu durum doğal olarak Amerikan ilaç pazarında büyük ses getiren bir konu durumunda. Erkekteki cinsel iktidarsızlığa karşı kullanılan ilaçlar toplum tarafından da artık kabul edilmiş durumda. Çünkü erkekteki cinsel iktidarsızlıkla ilgili genel kabul, erkeğin potansiyel olarak her zaman istediği, ama her zaman yapamadığı yönünde. Kadında ise durum tam tersi: Her zaman yapabiliyorlar, ama her zaman istemiyorlar. O zaman şu soru geliyor akla: Her zaman cinsel isteği olmayan biri hasta mıdır? Bu soruyu yanıtlamak için bilim adamı olmaya gerek yok. Yanıt gayet açık ve basit. Her zaman cinsel isteği olmayan biri, hayır, hasta değildir. Ama şunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Eğer bir kadın cinsel işteği olmadığı için kendini değersiz hissediyorsa ve kadınlığını sorguluyorsa, mutlaka profesyonel bir yardıma ihtiyacı vardır. Burada psikiyatrik açıdan en dikkat çeken grup, ilişkilerinde hiçbir sorunları olmadığı ve mutlu bir birliktelik sürdürdükleri halde cinsel isteksizlik yaşayan kadınlar. Kendi ilişkilerimizden de, bilimsel çalışmalardan da biliyoruz, cinsel istek ilişkinin süresi uzadıkça azalıyor. Bilinenin ve söylenenin aksine, kadının yaşı ya da menopozda olup olmaması önemli bir etken olarak karşımıza çıkmıyor. Bu bilgilerin hiçbiri yeni değil. Yeni ve şaşırtıcı olan cinsel isteksizliğin biyolojik nedenlerinin de varolduğunun ortaya çıkarılmış olması. Cinsel yaşantının varolması için östrojen ve testesteronun belli bir oranda olması gerekiyor. Beyinde de dopamin ve adrenalin cinsel isteği arttırıcı etki yaparken, serotonin cinsel isteği azaltıyor. Bunu birçok ilâcın yan etkilerinden bildiğimiz gibi, yapılan birçok hayvan deneyi de bu bilgilerimizi doğruluyor. Beyindeki isteği arttıran ve azaltan maddeler arasındaki dengenin korunması cinsel isteğin varlığı için önemli. Bu denge çeşitli nedenlerden dolayı bozulabiliyor. İlişkinin süresi uzadıkça beyindeki cinsel istekten sorumlu maddeler arasındaki denge cinsel isteksizlik yönünde bozuluyor. Cinsel uyaranların etkisine karşı varolan eşik yükseliyor ve daha güç uyarılır oluyoruz. Bunun dışında stres ve depresyon da bu dengeyi cinsel isteksizlik yönünde bozuyor. Flibanserin adlı etken madde işte bu noktada devreye giriyor. Bir antidepresan olarak geliştirilen maddenin beyinde dopamin serotonin dengesini düzenlediği görülmüş. Flibanserin adlı etken maddeyi geliştirmiş olan Boehringer Ingelheim İlaç Firması 2000’in üzerinde Amerikan kadınında yapılmış bir çalışmayı Amerikan yetkililerine sundu geçenlerde. Sonuçlar istatistiksel olarak anlamlı ama çok da tatmin edici değil. Flibanserin’i alan kadınların ayda ortalama 4.5 kez cinsel ilişkiye girdiklerini, buna karşılık flibanserin’i almayan bunun yerine flibanserin olduğunu sandıkları plasebo bir maddeyi alan kadınların bir ayda ortalama 3.7 kez cinsel ilişkiye girdikleri gösterilmiş. Plasebo ya da ilacın kendisi olmadan bu sayı 2.7. Amerikan Sağlık Bakanlığı yetkilileri bu oranları tatminkâr bulmadıklarını açıkladılar ve flibanserin’in kadın cinsel isteğini arttırıcı bir ilaç olarak piyasaya çıkmasına izin vermediler. Yani bir kadın Viagrasının piyasaya çıkması için daha uzun bir süre beklememiz gerekecek. Ayrıca, benim bir psikiyatr olarak düşünceme göre böyle bir ilaç piyasaya çıksa bile çok az sayıda kadına fayda sağlayacaktır. Çünkü cinsel isteksizlik beyindeki maddelerin azalması sonucu ortaya çıkan bir durum değildir. Aksine beyindeki maddeler arasındaki dengesizlik isteksizliğin sonucunda ortaya çıkar. Bu nedenle cinsel isteksizlik yaşayan kadınlara esas olarak cinsel terapi yardımcı olabilir. İlaç olsa olsa bu terapinin faydalı olabilmesi için bir zemin hazırlayacaktır. Şunu unutmamak gerekir ki cinsel isteksizlik bütün birlikteliklerde görülen ve bir süre sonra değişme veya geçme olasılığı olan normal bir dönemdir. Eğer kadınlar bu evreyi sevilmemek ya da kadınlığından şüphe etmek olarak yorumlarsa, bu dönemin atlatılması ve frekansı belki daha düşük ama sağlıklı, normal bir cinsel dönemin başlaması da mümkün olmaz.

Eşiniz sizi istemiyor sanmayın!

Eşi vajinismus olan erkeklerin mutlaka bilmesi gerekenler...

Bu problemi yaşayanlardan ancak yüzde 3-4’ü doktora başvuruyor. Vajinismus gibi cinsel ilişki kurulmasını engelleyen problemler boşanmaların önemli sebeplerinden. vajünusmus sorununda erkeklerin bilmesi gerekenleri Op. Doktor Saygın Micozkadıoğlu açıklıyor... Kadın Doğum Uzmanı Op. Doktor Saygın Micozkadıoğlu'nun vajinusmus ile ilgili yazıları için http://www.vajinismusklinik.com/ adresini ziyaret edebilirsiniz.

İki gönül bir olunca samanlık seyran olur mu?

İki gönül bir olunca samanlık seyran olur mu? “İki gönül bir olunca samanlık her zaman seyran olmayabiliyor…”
Ülkemizde son yıllarda boşanan çiftlerin sayısının dikkat çekici boyutlara ulaşması ve geleneksel aile yapısı anlayışının sarsılması başta Aileden Sorumlu Devlet Bakanlığımız olmak üzere toplumun her kesiminde endişe yaratmaya başladı. Basın açıklamalarıyla ve anket çalışmalarıyla ülkemizde gündem yaratabilen Cinsel Sağlık Enstitüsü Derneği (CİSED) aile ve boşanmalar konusunda çok çarpıcı bir basın açıklaması yaptı. İki gönül bir olunca samanlık her zaman seyran olmayabiliyor Evlenmeye hazırlanan çiftlerin birbirlerinden yaşam boyu sevgi, bağlılık, güven, cinsellik, neslin devamı, arkadaşlık ve benzeri birçok farklı ihtiyaçlarının doyurulmasını ve sonuçta mutlu olmayı beklediğini ifade eden CİSED Genel Başkanı Dr. A. Cem Keçe; “Evlilik, erkek ve kadın arasında toplumsal olarak onaylanan yasal bir ilişki biçimidir. Ömür boyu beraber ve mutlu olmak için başlanılmış bu birlikteliklerin bir kısmında, maalesef, kısa bir süre sonra sorunlar çıkmaya başlıyor. Bu sorunların temelinde çoğunlukla çiftlerin evlilik öncesi birbirlerini iyi tanımamaları yatıyor. Birbirlerini yeterince tanıdıklarını düşünen çiftler bile, evlenip bir çatı altında yaşamaya başladıktan sonra o güne kadar farkına varmadıkları noktaların var olduğunu ve iki gönül bir olunca samanlığın her zaman seyran olmadığını anlıyorlar. Ortaya çıkan çatışmaları çözümleme becerisi gösteremeyen çiftler, giderek birbirlerine yabancılaşıyor ve süre uzadıkça sorunları çözmek profesyoneller için bile çok zor bir hale gelebiliyor.” dedi. Gelecek nesilleri evlilikten soğutuyoruz CİSED olarak, mutlu bir evlilikle mutlu bir cinselliğin birbirine sıkıca bağlı kavramlar olduğunu her zaman ifade ettiklerini belirten CİSED Genel Başkan Yardımcısı Psk. Gülüm Bacanak; “Evlilik öncesi süreçte çiftlerin birbirlerini iyi tanımamaları, evlilikle ilgili gerçekçi beklentiler oluşturmamaları, eşiyle etkili iletişim kurma yollarını ve ortaya çıkabilecek sorunlarla nasıl baş edileceklerini bilmemeleri evliliğe iyi bir başlangıç yapmayı engelleyebiliyor. Bu sürecin böyle yaşanması çiftlerin sağlıklı cinselliğin nasıl yaşanacağını bilmemelerinden, iletişim teknikleri konusunda bilgi sahibi olmamalarından, anne-baba olmayı öğrenmediklerinden veya evlilik öncesi danışma ve rehberlik hizmeti almamalarından kaynaklanabiliyor. Bu tür evlilikler, sadece eşleri değil varsa çocukları, diğer aile bireylerini ve yakın çevreyi, yani bir anlamda toplumu da olumsuz etkileyebiliyor. Eşlerin, sağlıklı gitmeyen beraberlikler için yardım almamaları hatta bunu evlilik sürecinde yaşanılması kaçınılmaz doğal bir süreç gibi algılamaları sadece kendi yaşantılarını değil; onlarla birlikte büyüyen çocukları da etkileyebildiği için gelecek nesillerin evlilikten kaçınmalarının da tohumları atılabiliyor. Yani farkında olmadan gelecek nesilleri evlilikten soğutuyoruz. Artık lise düzeyindeki eğitimin her birey için zorunlu hale getirilmesinin planlandığı ülkemizde, ne yazık ki eğitimin önce evde başladığı gerçeği unutuluyor." dedi. Huzurlu insan, sağlıklı cinsellik, mutlu bir evlilik ve aile yaşantısı için eğitim şart Evlilik öncesi eğitimin gerekliliğine dikkat çeken CİSED Genel Sekreteri Psk. Dan. Fatma Ayrık; “Evlilik öncesi eğitim alan çiftler, almayanlara göre iletişim ve sorun çözme hatalarını daha az yapıyorlar. Aile birliği, sağlıklı ve güçlü olduğu takdirde tüm fırtınaları atlatabiliyor ve sağlıklı bireyleri topluma kazandırabiliyor. Mutlu ve sağlıklı evliliğin bir yolu evlenmeden önce bu konuda eğitim almaktır. Derneğimiz cinsel sağlık eğitimleri kadar, aile ve evlilik hayatına başlamak için Evlilik Öncesi Anne-Baba ve Eş Eğitimleri’nin verilmesini savunmaktadır. Yani huzurlu insan, sağlıklı cinsellik, mutlu bir evlilik ve aile yaşantısı için eğitim şart.” dedi.

Seks beyinde başlıyor!

Dişilerin cinsel açıdan tahrik olmaları, beynin tahrik olmasıyla başlar.

Tahrik, beynin korku ve gerilim merkezi kapanmışsa zevk merkezlerini hareketlendirip orgazmı tetikleyebilir. Say Yayınları’ndan çıkan Dr. Louann Brizendine’in ‘Kadın Beyni’ adlı kitabında orgazm olmanın yolunun beynin rahatlamasından geçtiği belirtiliyor. Klitoristeki sinirler, beyindeki cinsel zevk bölgeleriyle irtibat kurar. Bu sinirler uyarıldıklarında, orgazma ulaşana kadar elektrokimyasal bir hareketlenme içine girip tepkimeleri tetikler ve dopamin, oksitosin, endorfin gibi iyi hissettiren nörokimyasalları salgılatır. Eğer uyarılma erken biterse ya da sinirler yeterince hassas değilse veya korku, stres, suçluluk gibi duygular devreye girerse klitoris kendini kapatır. Kadın gevşemiş, rahat, sıcak ve samimi bir halde değilse orgazmın gerçekleşmesi zordur. Güven arayan kadınlar Aşık olan, ilişkilerinin ilk evresini yaşayan, partnerlerinin kendilerine taptığını ve arzuladığını hisseden kadınlar daha kolay orgazm olur. Bazı kadınlar için uzun süreli bir ilişkinin ya da evliliğin sağladığı güven duygusu, kolay orgazma ulaşmayı sağlar. Orgazm güçlendikçe yayılan oksitosin dalgaları, kadının yüzünün ve göğsünün kızarmasına yol açar, çünkü kan damarları genişlemiştir. Hassas, psikolojik ve fizyolojik yapısı nedeniyle kadın orgazmı partnerlerin ve bilim insanlarının kafasını karıştırır. Yıllar içinde kadın orgazmındaki kısa nefesler, gerilen sırt, sıcak ayaklar, yüz buruşturma, kasıtlı olmadan ses çıkartma ve kan basıncının tavana vurması defalarca ölçüldü. Ve şimdi, beynin hangi kısımlarının hareketlendiğini ve hangi kısımlarının kapandığını gösteren MRI taramaları sayesinde kadın beyninin orgazm kontrolü hakkında çok daha fazlası biliniyor. Erkek orgazmı çok daha basit Erkek için cinsel birlikteliğin gerçekleşmesi için kanın tek bir yere gitmesi yeterli. Kadın içinse nörokimyasalların bir araya gelmeleri gerekir. En önemlisi, kadın birlikte olduğu kişiye güvenme ihtiyacı duyar. Erkeğin ereksiyonu basit hidrolik temellere dayandığından kan penise gidip ereksiyonu sağlar. Bazı doktorlar kadınların güç orgazma ulaşmasını klitorise giden kanın azlığıyla açıkladı. Ancak bunun doğru olduğuna dair hiçbir delil yok, ayrıca hiçbir araştırmacı tahrik olduğunda klitorisin ne tür fiziksel değişimler geçirdiğini ölçmenin bir yolunu bulamadı. Uzmanlar, vajinal orgazm ve klitoral orgazm diye iki ayrı orgazm olmadığını belirtiyor. Bu teori neredeyse bir yüzyıl boyunca sadece klitoral orgazm yaşıyorlarsa eksik oldukları, gerçek bir kadın olmadıkları düşüncesiyle kadınları bunalıma sürükledi. Nörobilimciler vajinanın klitorise bağlı olduğunu ispatladılar. Klitoris belin altındaki beyin! Ne var ki hareket sadece belin altında gerçekleşmiyor ve sadece psikolojik faktörlerle yönlendirilmiyordu. Teori, bir erkek ne kadar fazla sperm dağıtırsa genlerinin gelecek kuşaklarda devamını sağlama şansının da o kadar yüksek olacağını söyler. Ancak kadın orgazmı daha karmaşık, gizemlidir ve rahatlıkla taklidi yapılabilir. Kadınlar hamile kalabilmek için, her ne kadar yardım ettiği bilinse de, orgazma ihtiyaç duymazlar. Havayı bozmayın! Kötü kokan nefes, fazla alkol, dizle, elle ya da dudakla yapılan beceriksiz bir hareket havayı bozup kadının amigdalasının yeniden çalışmaya başlamasına, cinselliğe ilgiyi kesip orgazmdan uzaklaşmasına neden olabilir. Evrim perspektifinden bakıldığında erkek orgazmının bir gizemi yok. Sürekli cinsel ilişkiler aranmasına yol açan, bağımlılık yaratıcı biyolojik bir boşalmadan fazlası değildir.

Partnerini seviyor, cinsellikten tiksiniyorlar

Onların partnerleriyle sorunları yok. Yalnızca bazı cinsel eylemlerden ya da tümüyle cinsellikten iğreniyorlar.

Kim mi onlar? Her 100 kişiden en az 1-2 kişi. Daha çok kadınlar bazen de erkekler... Bazı kadınlar ve daha az sayıda olmakla birlikte bazı erkekler, herhangi bir cinsel aktivite sırasında iğrenmeden bulantıya, kusmadan bayılmaya kadar şiddetli tepkiler gösterebiliyorlar. Hatta bu durum cinselliğin tümüne karşı da yaşanabiliyor ve cinsel yaşamdan kaçınmaya dek olumsuz sonuçlara neden olabiliyor. İşin ilginç yanı, aslında bu kişilerin partnerleriyle bir sorunları yok. Çoğunlukla partnerlerineeşlerine bağlı, onlara aşık kişiler ancak bazı etkenler nedeniyle bu sevgilerini cinsellikte gösteremiyorlar. “Cinsel tiksinti bozukluğu” olarak adlandırılan bu rahatsızlığın nedenleri, kimlerde daha sık görüldüğü ve tedavi yollarını Cinsel Eğitim Tedavi ve Araştırma Derneği Genel Sekreteri ve Acıbadem Hastanesi Cinsel İşlev Bozukluğu Merkezi psikiyatrı Doç. Dr. Cem İncesu ile konuştuk. Günah, ayıp gibi değerlendirmeler öne çıkıyor Cinsel tiksinti bozukluğu kişinin sürekli olarak herhangi bir cinsel aktiviteden ya da birleşmeden iğrenmesi, tiksinmesi ve buna bağlı olarak gösterdiği reaksiyonlarla ortaya çıkan cinsel işlev bozuklukları olarak tanımlanıyor. Bu aktiviteler öpüşme, oral seks, cinsel organı görme, dokunma olabileceği gibi kişi, genital salgılara, birleşmenin kendisine ya da cinsel aktivitenin tümüne karşı tiksinme hissedebilir. Bozukluğu yaşayan kişi, tiksindiği konu her ne ise bununla karşı karşıya geldiğinde şiddetli gerginlik, sıkıntı, bazen öğürme, kusma, kendini çok kötü hissetme, hatta nadir durumlarda bayılma gibi belirtiler gösterebiliyor ve cinsel etkinlik sürdürülemeyip yarım kalıyor. Durumun sürekliliği nedeniyle cinsellikten veya tiksindiği cinsel aktiviteden kaçınma davranışı gösteren kişinin cinsel yaşamı olumsuz olarak etkileniyor. Görülme sıklığı dünyada 100 kişiden 1 ya da 2 kişi olarak gösterilen bu soruna, ülkemiz gibi muhafazakar yapıdaki toplumlarda daha sık rastlandığı biliniyor. Ancak konuyla ilgili bir araştırma yapılmadığı için net bir oran yok. Sıklıkla “günah, ayıp” gibi kavramlarla ifade bulan cinselliği aşağılama, cinsellikten kaçınma, cinselliği yasaklayan ebeveyn modelleri, onu kötü bir şey gibi algılama eğilimi; cinsel tiksinti bozukluğuna sebep olan nedenler arasında ilk sıraları alıyor. Temizlik takıntısı olanlarda görülebiliyor Cinsel tiksinti bozukluğu yaşayan kişilere bakıldığında, sorunun sıklıkla obsesif kişilik bozukluğuyla birlikte görüldüğü, bu kişilerin aynı zamanda temizlik ve titizlik konusunda takıntılı oldukları saptanmış. Bunun yanı sıra kaygı ve panik bozukluğu, ayrıca fobik kaçınmalar da cinsel tiksinti bozukluğuyla birlikte görülebilen rahatsızlıklardan. Doç. Dr. Cem İncesu’ya göre, toplum genelinde sık olarak karşılaşılan vajinusmus (cinsel ilişkiye girememe) rahatsızlığı altında da birleşmeye dair tiksinme, kaçınma gibi olgular yatıyor olabilir. Taciz veya eşcinsel eğilim de neden olabilir Cinsel tiksinti bozukluğu, kişinin çocukluk çağında ya da daha sonraki yaşam dönemlerinde yaşadığı cinsel travmalar, taciz, tecavüz gibi olgular sonrasında gelişebiliyor. Çoğunlukla kadınlarda görülmesine rağmen erkeklerde de yaşanabilen tiksinti bozukluğunun altında, kadınların nedenlerine benzer sebepler bulunuyor. Bazı olgulardaysa, ifade edilemeyen eşcinsellik, sorunun altındaki ana neden olabiliyor. Eşcinsel olmalarına rağmen bunu partnerine söyleyemeyen, hatta kendisine bile itiraf edemeyen bireyler, kendilerini karşı cinsle ilişkiye zorluyorlar. Bunun doğal sonucu olarak iğrenme, tiksinme duyguları gelişebiliyor. Tedavisi uzun sürüyor Cinsel tiksinti bozukluğu, tedavisi 6 ay ile 1-2 yıl arasında değişen, ilaçla tedavisi olmayan ve çeşitli terapilerin bir arada kullanılmasını gerektirebilen bir rahatsızlık. İlaç, ancak bu rahatsızlıkla birlikte görülen obsesif takıntılar, kaygı bozukluğu gibi durumlar için veriliyor. Ancak bu durumların birlikte gözlendiği bir tiksinti bozukluğu tedavisinin, uzun sayılabilen bir döneme (1-2 yıl arası) yayıldığını baştan kabul etmek gerekiyor. Tiksinti bozukluğunda çoğu zaman cinsel terapiler tek başına yeterli olmuyor. Eğer kişinin düzenli bir partneri varsa, terapist cinsel terapiyi ön plana alabiliyor ancak çoğunlukla cinsel terapi tek başına işe yaramıyor. Bu durumlarda ve hastanın partnerinin olmadığı olgularda, dinamik yönelimli bireysel terapiler kullanılıyor.

Vajinismus ve psikolojiniz

Duygusal tatminde azalma, herkesin rahatça girdiği cinsel ilişkiye, “ben nasıl ve neden giremiyorum?” şeklindeki suçluluk sizi etkiliyor mu?
Duygusal tatminde azalma, herkesin rahatça girdiği cinsel ilişkiye, “ben nasıl ve neden giremiyorum?” şeklindeki suçluluk ve bu problem ruh durumunuzu olumsuz etkileyecek, işinize, eşinize ve ilişkilerinize olumsuz şekilde yansıyacaktır. Utanç duyma, kendinden nefret etme, hayal kırıklığı hissi, eşine karşı suçluluk hissi, ezilmişlik hissi, çocuk sahibi olamamanın getireceği baskı, içinde bulunduğunuz durumu yansıtmaktadır. Kaygılı ve tedirgin bir ruh halindesinizdir. Unutmayın, bu durumu yaratan neden, bilinçaltınız tarafından beyninize cinsellikle, cinsel ilişkiye girmekle ilgili yanlış mesajların ve komutların gitmesiyle ilgilidir. Vajinismus sizi kırar, incitir, duygularınızla oynar, aşağılık kompleksine, huzursuzluğa ve umutsuzluğa itebilir. İşte o an içinizdeki çaresizlik umutsuzluğa dönüşebilir. Eğer vajinismusu çözmek için küçük bir adım atarsanız, gerçekten kendinizi özgürleştirir, içinizde ördüğünüz duvarları yıkarsınız. Vajinismus hastalığı ve tedavileri ile ilgili ayrıntılı bilgileri Op.Dr.Saygın Micozkadıoğlu’nun uzman görüşleri ile öğrenebilirsiniz.

Hedefe kilitlenin

O özel anda aklınızdan başka düşünceler geçiriyor ve bir türlü odaklanamıyorsanız, cinsel farkındalığın farkında değilsiniz demektir! Kökenini Budizm’de, aydınlanmaya giden yoldaki basamaklardan alan ve Türkçe’ye farkındalık olarak çevrilen kavram, psikiyatride 1970’li yıllardan sonra kullanılmaya başlandı. Peki, ne demek cinsel farkındalık? Cinsellikte şimdiki ana odaklanmayı, anlık yaşantıların gözlemlenmesini, bu yaşantılara yargısızca yaklaşılmasını ve kabullenmeyi amaçlayan alıştırma ve pratiklerden oluşuyor. Ana odaklanınBirçok çiftin cinsellikle ilgili sorunları, konsantre olamamakla ilgili. İstanbul Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı, Cinsel Yaşam Sorunları ve Tedavileri Programı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Doğan Şahin, “Bir insanın çeşitli dertleri, tasaları, korkuları varsa, bunlar ister cinsellikle ilgili olsun, isterse ekonomik, sosyal, mesleki ya da çiftin ilişkisine dair olsun, sonuçta sevişme sırasında konsantrasyonun bozulmasına neden olabiliyor. Bu saydığımız etkenler arasında en sık görülen, çiftin ilişkisindeki kırgınlıklar, kızgınlıklar, hayal kırıkları gibi sorunların yarattığı endişe duygusu. Dolayısıyla, basit önlemlerle sorunu çözmeye çalışmak yerine, altta yatan bu meselelerin ele alınması gerekiyor. Bir çift, duygularını ne kadar çok paylaşıyor, birbirlerine ilişkin olumlu ve olumsuz düşüncelerini, ne kadar rahat bir şekilde konuşabiliyorsa, bu sorunları çözme olasılıkları da o kadar fazla oluyor. Ancak sorunları konuşurken, karşılıklı olarak birbirini suçluyor ve yargılıyorlarsa elbette bu bir işe yaramıyor. Önemli olan paylaşmak kadar, uyumlu olma niyeti, birbirini memnun ve mutlu etme isteğidir. Bazı çiftler sorunlarının açıkça farkındadır ama çözmek için herhangi bir şeyi değiştirmek istemezler” diyor Prof. Dr. Doğan Şahin, çiftler ilişkilerinde önemli bir sorun yaşamıyor ya da bunları kolayca çözüyorlarsa ve buna rağmen odaklanmakta zorluk yaşıyorlarsa, her bireyin öncelikle çok istekli olmadan ya da eşi istediği için sevişip, sevişmediğini kafasında tartması gerektiğini belirtiyor. Şahin, “Cinsel isteği olmadan, eşi istediği için sevişmeye çalışan birinde, odaklanma zorluğunun doğal olduğunu söylüyor. Önemli bir sorun yoksa, odaklanmayı sağlayan en basit yol, sevişme sırasında duyguların paylaşımı. Yani sevişirken çiftin hissettiklerini sesli olarak ifade etmesi. Bu davranış, cinsel hazza odaklanmalarını ve zihinlerine başka şeylerin gelmesini engeller” diyor. Uzun süreli ilişkilerde cinselliğin rutin olması en büyük sorunlardan biri. Heyecanın eski haline dönmesi mümkün mü? Bu durum o kadar kolay sağlanabilecek bir şey değil. Yani basit önerilerle halledilebilecek bir durum değil. Bazı kişilerde şefkat ile cinsellik birbirine zıt olarak çalışıyor. Yani kişi, birine ne kadar çok sevgi ve şefkat hissederse, o kadar az cinsel arzu duyuyor. Bazı çiftlerde bir süre sonra birbirlerine olan kırgınlıklar, kızgınlıklar karşılıklı olarak cinsel yakınlık yaşama isteğini azaltıyor. Bazıları içinse evlilik, çocuk sahibi olmaya yönelik bir proje olarak görülüyor. İstendiği kadar çocuk sahibi olunduğunda, partnere olan cinsel ilgisi azalıyor ve kişi, eşinden sadece annelik ya da babalık rolünü sürdürmesini bekliyor. Bazı çiftlerde sorun, birbirlerini anne ya da baba olarak görmeye başlamalarından kaynaklanıyor. Bir çift, cinsel yaşamlarında olumsuzlukların başladığını fark ettiğinde, doktora ne kadar erken giderse, çözümü bulma olasılığı o kadar fazla oluyor. Çok uzamış, yerleşmiş algıları ve duyguları değiştirmek daha zor ve uzun zaman alabiliyor. Sorunun çözümü, altta yatan sebebe göre değişiyor. Ama amaç her durumda, çiftin birbirlerini yeniden arzulamalarını sağlamak, bozulmuş algılarının değiştirmek, kırgınlıkları ortadan kaldırmak ve birbirlerini sevgi nesnesi olduğu kadar cinsel bir nesne olarak da görmelerini sağlamak olmalı. Cinsel zevki artırmanın yollarıÇiftin, cinselliği daha keyifli ve daha güzel yaşama isteği ve iradesinin olması şart. Böyle bir niyet, genellikle birbirlerini seven ve cinsellikle ilgili korkuları, kaçınmaları, rahatsızlıkları olmayan çiftlerde zaten var. Keyifli bir cinsel yaşamı olmayan çiftlerde ise, çoğunlukla ilişkilerini daha güzel, cinselliklerini daha keyifli ve hayatlarını daha mutlu yapma çabaları olmuyor. Eğer çiftin ilişkisinde önemli sorunlar yoksa, cinsel hazlarını artırmak için yüzlerce değişik şey yapabilirler. Bunların başında kendi cinsel farklılıklarını anlama ve farkına varma çabası gelmeli. Önce kişi ne istediğini, neler arzu ettiğini bilirse, bunu eşiyle paylaşabilir. Cinsel arzularını, fantezilerini açığa çıkarmak için hayal kurma ya da öyküleme gibi tekniklerden yararlanabilirler. Bir çift arzularını ne kadar keşfeder ve ne kadar paylaşıp uygularsa, cinsel yaşamları da o kadar zevkli olur. İyi bir cinsel yaşam için...Çiftlerin öncelikle sevgilerine ve ilişkilerine iyi bakmaları, özenli davranmaları gerekiyor. Kırılan bir kalp kolay tamir olmaz ve ne kadar çok kırgınlık ve kızgınlıklar olursa tamiri de o kadar zorlaşıyor. Çiftlerin birbirlerine değer verdiklerini, önemsediklerini ve arzuladıklarını hem sözel olarak hem de davranışlarla göstermeleri gerekiyor. Kırgınlılıklarını konuşup çözmeye çalışmaları, öç almaya, misilleme yapmaya kalkmamaları gerekiyor. Başkalarına, özellikle de ailelere karşı dayanışma içinde olmaları gerekiyor. Sadece kendisini düşünerek hareket eden biri olmaktan vazgeçip, olgunlaşmış ve ilişkisini düşünerek hareket etmeyi öğrenmiş erişkinler olmak şart. Çiftlerin, cinsellikle ilgili korkularını, kaçınmalarını, utanmalarını aşmış olmaları gerekiyor. Kişiler, birbirlerine bağlılık duymaya ve ilişkilerini yaşam boyu sürdürmeye karar vermeliler. Tüm bunlardan sonra da cinsel iletişimlerini artırmaları, birbirlerinin özelliklerini tanımaları, neleri isteyip nelerden rahatsız olduklarını konuşmaları, kısacası; emek harcamaları gerekiyor.

Yatakta başka rüyada başka

Gecenin bir yarısı eşiniz sizi arzuyla kaldırıyor ve her zamankinden daha farklı bir şekilde sevişmek istiyor...
Daha da ötesi, sabah kalktığında hiçbir şey hatırlamıyor. Dikkat, eşiniz ‘seksomanya’ hastası olabilir! Seksomanya kelimesinin ne demek olduğunu biliyor musunuz? Çoğu zaman farklı anlamlar yüklenerek kullanılan bu kelime aslında ‘uykuda seks hastalığı’ anlamına geliyor. “Böyle bir hastalık var mı?” diye sormayın, çünkü var. Daha da ötesi, birçok kişi farkında olmasa da bu hastalığın pençesine düşmüş olabiliyor. Sadece, uyurgezerlikle ya da sara hastalığıyla karıştırıldığı için pek bilinmiyor. Uyurgezerliğe benzeyen bu hastalıkta, hasta kalkıp yürümüyor, kontrol edilemez bir şekilde cinsel ilişkiye girme ihtiyacı hissediyor. Uykuda partnerinin arzu ve isteğine bakmaksızın, anormal bir cinsel dürtü ile seksi başlatıyor, alışılmadık bir şekilde, normalde yapmadığı fantezilerle sevişiyor. Celal Bayar Üniversitesi Nöroloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hikmet Yılmaz, bu hastalığın, tüm dünyada çok fazla bilinmediğini ve kendi merkezlerinde bilinen altı olgu olduğunu söylüyor. Fakat hem dünyada hem de ülkemizde bu hastalığın sıklığının daha fazla olduğunu, ama bilinmediği için olguların tanılanmadığını belirtiyor. Prof. Dr. Hikmet Yılmaz, bugüne kadar bildirilmiş olguların yüzde 80’inin erkek olduğunu söylüyor. Ergenlikten itibaren her yaşta ortaya çıkabilen seksomanya hastalarının, yüzde 60’dan fazlasının 30 yaşın altında olduğu da biliniyor. Hiçbir şey hatırlamıyor Seksomanya hastaları sık sık cinsel içerikli rüyalar görüyor, sık sık uykuda ereksiyon ve boşalmalar yaşıyor, mastürbasyon yapıyor, uyku sırasında farkında olmaksızın, partnerinin arzu ya da isteğine bakmaksızın anormal derecede artmış bir arzu ve istekle seksi başlatıyor, dalgın ve boş bakıyor. Bu birliktelikler sırasında normalin dışında davranış ve fanteziler sergiliyor; okşuyor, çığlık atıyor, inliyor, bağırıyor, orgazm sesleri çıkarıyor, küfür ediyor, partnerine fiziksel ya da duygusal şiddet uyguluyor hatta hakaret edebiliyor. Bu durum, uyuduktan sonra herhangi bir saatte ortaya çıkabiliyor. Gündüz ya da gece uyumuş olmak fark etmiyor. Fiziksel yorgunluk, stres, uykusuzluk ya da aşırı uyku sonrası ile alkol ya da uyuşturucu kullanımı sonrası ortaya çıkması kolaylaşıyor. Tedavisi mümkün Bu hastalığın tedavisi mümkün. Hastalar uyku hijyeni konusunda bilgilendirilerek, davranış tedavisini içeren psikoterapi görüşmeleri ve ilaç tedavisi yapılarak bu hastalığın tüm belirtileri ortadan kaldırılabiliyor. Hastaya, bu hastalığı tetikleyen stres, uyku yoksunluğu, alkol, uyuşturucu ya da uyarıcı ilaçlar gibi etkenlerden uzak durması öğretiliyor. Hastalar aynı zamanda kalkıp yürüyor, dolaşıyorsa, kapı ve pencerelerin kilitlenmesi, uykuda düşme ve yaralanma gibi problemleri önleyebiliyor. Eşlik eden bir başka hastalığı varsa, onun da teşhis edilip tedavi edilmesi, bu hastalığın tedavisini kolaylaştırıyor. Örneğin uykuda seks hastalığının yanı sıra olguda uyku-apne sendromu da (uykuda horlama ve nefes durmaları) varsa, bu sendromun etkin bir şekilde tedavi edilmesiyle uykuda seks hastalığının da tedavisi kolaylaşmış oluyor. Başka sebepler de seksomanyaya neden olabiliyor Prof. Dr. Hikmet Yılmaz, uykuda seks hastalığının altında yatan başka sebepler de olabileceğini söylüyor ve “Bu tablolar epilepsi ile de karışabiliyor ve ayırıcı tanılarının mutlaka yapılması gerekiyor. Bu nedenle bu olgularda klasik PSG dışında EEG, MRG gibi tetkik yöntemleri de uygulanmalıdır” diyor. Fantezi sanıyorlar Prof. Dr. Hikmet Yılmaz, “Agresif ve saldırgan davranışların varlığı, eşleri rahatsız edebiliyor. Ancak bazen de yatak arkadaşı, eşinin bu hastalığından rahatsız olmayabiliyor. Hatta bu hastalığın neden olduğu davranış değişikliklerinden hoşlanabiliyor. Bir hastamda, bu sorunun 3-4 yıldır var olduğunu öğrenince hastamızın eşine ‘Kocanızın 3-4 yıldır bu hastalığı varmış, bu durum sizi hiç rahatsız etmedi mi?’ diye sordum. Cevabı; ‘Birkaç yıldır zaman zaman gecenin bir yarısında birden, hiç konuşmadan, uykumun ortasında beni okşayarak uyandırıyor; hiç konuşmadan, benim söylediklerime de yanıt vermeden donuk bir yüz ifadesiyle, normalde birlikte olduklarımızdan farklı şekilde benimle birlikte oluyordu. O anlar bana, eşim değil de yabancı birisiyle birlikteymişim duygusu veriyordu. Bunun eşimin bir fantezisi olduğunu düşünerek bir süre sonra ben de garipsemeden ve sesimi çıkarmadan bu olayın bir parçası oldum. Canımı yakacak, beni üzecek bir şey de yapmadığı için, üstelik fantezi olarak düşündüğüm bu farklı davranışlardan hoşlandığım için, bir süre sonra artık garipsemeden eşimle birlikte oluyordum. Bunun bir hastalık olabileceği aklımın ucundan bile geçmedi’ olmuştu.”

3 Aralık 2010 Cuma

Seks bazen de acıtır!

Cinsellik size zevkten çok acı vermeye başladıysa, ortada bir sorun var demektir. Bunu hafife almamalı ve acının kaynağını bulmalısınız.
Cinselliğin var oluş nedeni haz almak olsa da, yapılan araştırmalar, kadınların büyük bir çoğunluğunun yatakta acı çektiğini gösteriyor. Fakat bu acı karşı cinsin verdiği bir acı değil, genelde hastalıkların neden olduğu ağrılar olarak görülüyor. Sebeplerinin yüzde 80’i jinekolojik hastalıklara bağlı olan bu ağrıların nedenleri arasında sadece fizyolojik değil, aynı zamanda psikolojik nedenler de görülebiliyor. Ağrılı cinsel ilişki yani disparoni’de, cinsel ilişkide birleşme anı geldiğinde vajina girişinde ya da daha derinlerde kasık bölgesinde ağrı, acı, yanma, batma gibi istemsiz durumlar hissediliyor. Ağrılı cinsel ilişki birçok kadının fark etmediği, önemsemediği ya da katlanmak zorunda kaldığı bir durum. Oysa bu durum yanlış yerleşmiş kültürel bir saplantı. Zamanla cinsel ilişkinin sosyal hayatın önemli bir parçası haline gelmesiyle bu sıkıntının çözüm arayışları da arttı. Cinsel ilişkide ağrıyla karşı karşıya kalan bir kadının, öncelikle jinekolog tarafından muayene edilmesi gerekiyor. Eğer herhangi bir jinekolojik sorun yoksa, bu durumda psikolojik sorunların araştırılması gerekiyor. Yıllar sonra da görülebiliyor Ağrılı cinsel ilişki, ilk ilişkiye girildiğinde görülebildiği gibi yıllar sonra da ortaya çıkabiliyor. Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Nevzat Melih Gündüz, “Ağrı hemen dış cinsel organ girişinde ise yüzeysel, vajinada ise orta ve rahim ağzı ya da kasıkta ise derin ağrı olarak biliniyor” diyor. Vajinismus, en önemli nedenlerden biri Vajinismus, tamamen psikolojik olarak baskı altında kalmış kadınların, çocukluktan itibaren almış olduğu baskı altındaki cinsel bilgiden kaynaklanabiliyor. Bu kişiler, evlenene kadar yasak, ayıp, günah şeklinde cinsel bilgilerle dolduruluyor ve ardından ilk cinsel deneyimlerini yaşamak zorunda kalıyor. Korku ve acı ile panik olarak yaşanılan ilk cinsel deneyim, bir göreve dönüşüyor. Cinsel ilişki ağrısı kaçınılmaz olarak devam ediyor. Bu hastalığın tedavisi psikolojik oluyor ve seanslar şeklinde konunun uzmanlarınca yapılıyor. Enfeksiyonlar da ağrıya neden oluyor Dr. Gündüz, “Jinekolojik mantar, bakteri, virüs ve parazit enfeksiyonları yani kısaca mikropların sebep olduğu hastalıklar da genital bölgede ilişki sırasında ağrıya sebep oluyor. Akıntı, yanma, koku, kaşıntı, âdet dışı kanama, şişlik ve kızarıklıklar da sıklıkla karşımıza çıkan bulgular arasında yer alıyor. Enfeksiyonlara bağlı ağrıların tedavisinde ciddi ilaçlar ya da iğneler kullanılıyor” diyor. Menopoz ve emzirme dönemindeki vajinal kuruluk da ağrılı cinsel ilişkiye sebep oluyor. Bu kuruluk sebebiyle ilişki sırasında tahriş oluşuyor. Yaşanan yanma ve sancı da cinsel ilişkiyi dayanılmaz bir ızdıraba dönüştürüyor. Östrojen hormonu yokluğunda oluşan bu kuruluk durumu jeller ve kremlerle giderilebiliyor. HPV virüsüCinsel ilişki ile bulaşan genital herpes virüs enfeksiyonu da ilişkide ağrıya neden oluyor. Bu virüsün tedavisi için kremler ve haplarla vücudun savunma sistemini kuvvetlendiren vitaminler verilebiliyor. HPV virüsünden 9-45 yaşına kadar aşı olarak korunmak mümkün. Vajina yapısı önemli Yapısal olarak dar vajina ya da perdeli vajina, kalın kızlık zarı, kısa vajina da ağrılı cinsel ilişkiye sebep olabiliyor. Vajina yapılarının tedavisi için cerrahi yöntemlerle düzeltici estetik operasyonlar yapılabiliyor. Dr. Nevzat Melih Gündüz, “Rahim, tüpler, yumurtalıkların kist, ur ve diğer iltihaplı hastalıkları da ağrılı cinsel ilişkiye sebep oluyor. Tedavilerinde ilaçlardan ve cerrahi yöntemlerden faydalanılıyor. Yumurtalıklardaki çikolata kistleri de derin ağrıya sebep oluyor ve tedavilerinde doğum kontrol hapları ve laparoskopi adını verdiğimiz cerrahi yöntemler kullanılıyor” diyor. Zor geçen doğumlar ya da fazla sayıda doğum yapmak da üreme organının sarkmasına veya yırtıkların oluşmasına neden olabiliyor. Bu da ağrılı cinsel ilişkinin bir başka sebebi olarak görülebiliyor. Böyle durumlar için lokal anestezik iğneler ya da cerrahi estetik operasyonlar yapılarak vajina normale döndürülebiliyor. Melda Y.“Ailem çocukluğumdan beri bekâretimin en önemli hazinem olduğunu öyle çok kafama işlemişti ki; evlenene kadar cinsel tecrübem olmadı. Eşimle ilk cinsel deneyimimi evlendiğimiz gece yaşadım. Fakat kâbus gibiydi. İlk gece çok ağrılı oldu ama sonrasında geçer zannettik. İlk defa olduğu için bunun normal bir kasılma olduğunu düşündük. Fakat sonraki birleşmelerimizde de aynı durumla karşılaşmamız ilişkimizi çok etkiliyordu. Eşim artık bana dokunmaya korkar hale gelmişti. Birlikte olmaya kalktığımızda acı çekiyordum ve ben acı çekerken eşimin benimle normal bir şekilde beraber olması imkânsızdı. Altı ay kadar bu durumla kendimiz baş etmeye çalıştık fakat olmadı. Sonra internette bu durumu araştırmaya başladım ve sorunu çözmenin tek yolunun tedavi olmak olduğunu anladım. Bir kadın doğum uzmanına göründüm ve bana sorunumun psikolojik kaynaklı olduğunu söyledi. Bunun üzerine yaklaşık bir yıl boyunca psikolojik destek aldım. Şimdi eskisi kadar ağrılı bir birleşme yaşamıyoruz; fakat yine de hâlâ cinsellikten çok zevk aldığımı söyleyemeyeceğim. Tedavilerim sürüyor ve umarım en kısa zamanda bu sorunu aşarım.” Ayla C.“Cinselliği seven bir kadınım ve gayet düzenli bir cinsel hayatım vardı. Fakat son birlikte olduğum erkek arkadaşımdan sonra cinsel ilişkiye girerken ağrı hissetmeye başladım. Özellikle de cinsel ilişkiye girdikten sonra vajinamın derinlerinde sızlama oluyordu. Bu durum gündelik yaşamımı da etkilemeye başladı. Aynı zamanda kokulu bir akıntı da geliyordu. Bu durum beni şüphelendirdi ve hemen bir uzmana göründüm. Erkek arkadaşımla korunmadığım için enfeksiyon kapmıştım. Bunun üzerine hem ben hem de erkek arkadaşım ilaç tedavisine başladı. Kısa süre içinde ise sonuç aldık. Şimdi eskisi gibi ağrısız bir cinsel hayatım var ve bu durumu bir daha yaşamayı asla istemiyorum.”

Daha iyi seks için ne yemeli?

Yapılan son araştırmalar bazı vitamin ve minerallerin hormon seviyesini yükselttiğini, duyarlılık hissini ve seks yapma arzusunu farkedilir ölçüde arttırdığını gösteriyor.
"Bunlar hangileri?" diye soracak olursanız, hemen aşağıdaki listeye göz atın... ÇİLEK Dolgun ve sevimli küçük çilekler zaten oldukça seksi bir görünüme sahip. Ama bundan daha önemlisi çileklerin bol miktarda antioksidan ve kan dolaşımını hızlandıran maddeler içermesi ve bunun da kendinizi çok enerjik hissetmenizi sağlaması. YUMURTA Katı, rafadan, sahanda veya omlet şeklinde yediğiniz her çeşit yumurta B6 vitaminleriyle dolu olarak tabağınıza geliyor. Bu ne anlama mı geliyor? Bu vitaminler, vücudumuzun hormon dengesini ayarlıyor ve stresle başa çıkmamıza yardımcı oluyor. Stresten arınmak ve rahatlamak da sağlıklı cinselliğin ilk adımı. Cinsel hayatınız pek de iyi gitmiyorsa kendinize bir omlet pişirin ve işleri düzene koymaya başlayın. Eğer yumurtadan hoşlanmıyorsanız yine B6 vitamininden zengin olan; ıspanak, bezelye, havuç, ayçekirdeği, buğday veya balığı tercih edebilirsiniz. ET Etoburları sevindirelim: Dana ve koyu renkli kümes hayvanlarına ait etler, sevişme isteğini baskılayan "prolaktin" gibi hormonların üretimine engel oluyor. Ama sebze sevenlerin de üzülmesine hiç gerek yok. Aynı etkiyi alabileceğiniz esmer prinç, lifli yeşil sebzeler, kolay ufalanan peynir, öğütülmüş ekmek de size yardımcı olacaktır. SARIMSAK Sarımsağın en bilindik özelliği nefesinizi saatler sonra bile toplu yıkıma sebep olabilecek bir silaha dönüştürmesi mi? Yanılıyorsunuz. Bu dezavantajı bir tarafa bırakırsak bu keskin lezzet baştan sona vücudunuzdaki bütün kan dolaşımını hızlandırıp seks hayatınıza yeni bir tat getirecek. Tabii, seks zamanından birkaç gün önce yerseniz! ÇİKOLATA Kadınların büyük çoğunluğunun kendini iyi hissetmek için kakao ürünü olan çikolataya yönelmesinin bir sebebi var; İçeriğindeki "methylxanthine", zevkden başınızı döndürerek partnerinizin kollarınızda erimesine sebep olabilir. Ayrıca içerdiği "phenylethyamine" maddesiyle tam anlamıyla 'aşk etkisi' yaratıyor.Yani daha kolay aşık oluyorsunuz.

Kızlık zarı meğer yalanmış!

Bugüne kadar uğruna birçok kadının hayatı söndü... Kızlık zarını herkes bekâretin simgesi bir damla kan olarak gördü...
Peki tüm bunlar doğru mu? Yoksa kızlık zarı tarih mi oldu? Sadece ülkemizde değil birçok ülkede kadınların başlıca sorunu olan bekâret, bugüne kadar hep ilk cinsel ilişkiyle gelen kanla simgelendi. Oysa günümüzde bu inanışın doğru olmadığını savunan görüşler var. Cinsel Sağlık Enstitüsü (CİSED) de bu konu hakkında yaptığı son açıklamalarda bekâretin aslında kanla simgelenmesinin yanlış olduğunu ve her şey doğru yapıldığında ilk ilişkide acı, ağrı ve kanama olmadığını açıkladı. CİSED Başkan Yardımcısı Psikolog Gülüm Bacanak, “Ne yazık ki ülkemizde cinsel eğitim yok; kızlarımız ve erkeklerimiz cinsellik konusunda hiçbir şey bilmeden ya da çok sınırlı bilgi ile ilk ilişkiyi yaşıyorlar. Erkekler, biraz daha bilgili ve deneyimli oluyor; ancak artık toplum her şeyi serbestçe yaşıyormuş gibi görünse de, kızların evlilik öncesi cinsel ilişki yaşamalarına hâlâ hoş bakılmıyor. Bir de ilk ilişkinin rahat olmaması gerektiğine dair bir beklenti oluyor; yani kadın acı çekmezse, kan gelmezse bu defa erkek şüpheye kapılıyor. Yani doğal bir dürtü olan cinsellik, toplum tarafından çok zor bir hale getiriliyor. İlk gece ile ilgili olarak kızların kafalarında bazı korkular oluyor. Acı çekmek, ağrı duymak, kanama ya da kanamama gibi. Bu şartlarda sağlıklı bir ilişki zaten beklenmiyor. Eğer erkek de ilk gece kızın korkularını fark etmeyip zorlarsa o zaman durum daha da travmatik olabiliyor. Fakat ilk gece kız ve erkek rahat olur, erkek eşini rahatlatır ve gevşetirse, yeterli ön sevişme yapılırsa acı, ağrı ve kanama da olmayabiliyor. Acıyı, ağrıyı ve kanamayı yaratan şey, ilişki sırasında kadının kendini kasması erkeğin de zorlaması oluyor” diyor. İşte Psikolog Gülüm Bacanak’tan bekâret ile ilgili çarpıcı açıklamalar! Günümüzde çoğu kadın ilk ilişkide kan gelmemesinden şikâyetçi. Bu durumun sebebi de psikolojik mi? Yani kadınların cinsellik konusunda rahatlamasıyla ilişkili olabilir mi?Kan gelmemesi şikâyetçi olunacak bir durum değil aslında; ancak toplumda öyle bir beklenti var. Genç kızlarımız daha önce hiçbir cinsel temasta bulunmadığı halde ilk ilişkide kan gelmediğinde kendinden şüphe etmeye başlıyor ve bu onların psikolojisini de bozuyor. Ayrıca ne yazık ki erkeklerimizde de kan görme beklentisi çok fazla. Bekâret korkusu kadınları farklı şeylere itiyor Bekâret tabusu kadının cinsel hayatını nasıl etkiliyor?Bekâret bir damla kanla ölçülebilen bir şey değil. Bekâret aslında kişinin beyninde. Tabii ki “Herkes önüne gelenle birlikte olsun, toplum kurallarını hiçe sayarak cinselliği yaşasın” demiyoruz; ancak toplumun erkeğe, sınırsız cinsel özgürlük sağlarken, kadının cinselliğini bastırıp kısıtlaması da ileride kadının evlilik hayatında cinsellikten hiçbir zaman zevk alamamasına neden olabiliyor. Bugüne kadar bekâret hakkında bilinenler yanlış mı?Zaten aslında yüzyıllardır var olan bir gerçek var. Halk arasında söylenenler, her zaman doğru olmayabiliyor. Bu konuda tabii ki kadın doğum uzmanları daha ayrıntılı bilgi sahibi ve bizim görüşlerimize katılmayabilirler, ancak herkesin kabul ettiği bir gerçek var; aslında kızlık zarı doğuştan delik. Kızlık zarı bir perde gibi vajina ağzını kapatıyor ve ilk ilişkide yırtılacak, delinecek, patlayacak sanılıyor. Hatta ilk ilişkide kızlık zarından patlama sesi geleceğini düşünen ve bu yüzden ilişkiden korkan danışanlarımız bile oluyor. Oysa kızlık zarının ortasında âdet kanının aktığı bir açıklık bulunuyor yani orası tamamen kapalı değil; her kadın da âdet gördüğüne göre demek ki kızlık zarı toplumun zannettiği gibi bir yapı değil. Farklı bakış... Kadın Doğum Uzmanı Dr. Hüseyin Kösoğlu ise kızlık zarı ile ilgili şunları söylüyor: 11-12 çeşit kızlık zarı tipi bulunuyor. İlk ilişkide mutlaka kan gelmesi zorunlu değil, çünkü dış genital organlarla, iç genital organlar farklı yapılardan oluşuyor. Cinsel temasla birlikte kızlık zarı bazen eriyebiliyor ve bu durumda kan gelmiyor. Kızlık zarının bulunduğu bölgede doku parçası varsa cinsel organ içeri girerken zar yırtılabiliyor, bu durumda kan gelebiliyor. Kan gelme durumu genelde cinsel ilişkide yaşanan psikolojik rahatlıkla ilgili değil, kızlık zarının yapısıyla ilgili bir durum.

Cinsel sorunlarda hipnoz tedavisi

Bazı inançlarımız cinsel hayatımızı etkiliyor
Tıbbın birçok alanında tedavi ve tedaviye destek için kullanılan tıbbi hipnoz, cinsel sorunlara neden olan bu tür yanlış inançları etkisizleştirmek için de başarıyla kullanılıyor. Düşünce, inanç ve değer sistemlerimiz duygularımızı, kişiliğimizi etkilediği gibi cinsel hayatımız için de belirleyici olabiliyor. Eğer bu inançlar olumlu ve pozitifse, mutlu ve doyumlu bir cinsel hayattan bahsedilebileceği gibi, olumsuz ve negatif düşüncelerin etkisi altındaki bir cinsel yaşam için ‘işlerin yolunda gittiği’ pek söylenemez. Özellikle son 20-25 yılda hız kazanan tıbbi hipnoz çalışmaları, cinsel sorunlar alanında da kullanılmaya başlandı. Kadın Hastalıkları-Doğum Uzmanı ve Psikolog Dr. Cenk Kiper, psikolojik ve psikosomatik sorunların giderilmesinde, geleneksel yöntemlerin yetersiz kaldığı durumlarda tıbbi hipnozun güvenle, kolayca uygulanabilen bir metot olarak her geçen gün daha çok hekim tarafından tercih edildiğini söylüyor. Cinsel problemlerde hipnozun kullanımı hakkında bilgiler veren Dr. Kiper, erken çocukluk döneminden başlayarak ailenin, bugüne dek gelen eğitim programının ve toplumsal, kültürel yapının kişinin cinsel yaşamına da yön veren inançlarını oluşturduğunun altını çiziyor. Eğer cinselliğin kötü, ayıp bir şey olduğuna dair bir inanç geliştirilmişse, kişinin cinsel hayatının da kötü gitmesinin sürpriz olmayacağını söylüyor ve ilave ediyor: “Cinsel problemler üç şekilde bulunabilinir: Bedensel, psikolojik, bedensel+psikolojik (bedensel problemlere eşlik eden veya onların yarattığı psikolojik problemler). Yaklaşımda ve tedavide en önemli adım, problemin bedensel mi psikolojik mi olduğunun kesin teşhisidir. Kesin teşhis yapıldıktan sonra hastaya tedavi için yaklaşılabilir. İlgili testlerle sorun fizyolojik çıkarsa (herhangi bir hastalık, ilaçlar, hormonlarla ilgili sorunlar, vs) bu rahatsızlık ilgili uzmanlarca tedavi edilir. Cinsel problemler nasıl ortaya çıkıyor? Cinsel problemler cinselliğin evrelerinin hepsinde veya bazı bölümlerinde yaşanabileceği gibi, ilişki sonrası kendini kötü, suçlu, pis hissetme gibi şekillerde de ortaya çıkabilir. Yetersizlik (penis boyu, erken boşalma, vücudunu beğenmeme), kötü hissetme gibi hisler de zaman içerisinde kişiyi cinsellikten soğutur ve uzaklaştırır. Hipnozun yaygın kullanıldığı kadın cinsel problemleri İlk ilişki korkusu Cinsel isteksizlik Zevk alamama Orgazm olamama Cinsel ilişkiye girememe (vajinismus) Ağrılı cinsel ilişki İlişki sonrası suçluluk hissi Sorunun kaynağı bilinç altı Cinsel problemlerde hipnoz daha çok davranışsal öğrenmelerle ortaya çıkan yapıları düzeltmek için veya derin bir problem, bir belirti olarak ortaya çıkmışsa bu problemi baskılamak veya değiştirmeye çalışmak şeklinde uygulanıyor. Bedensel nedene bağlı olmayan cinsel problemlerin tedavisinde hipnoz uygun yaklaşımlarla başarıyı artırıyor. Aslında cinsel problemlerdeki sıkıntıların kaynağı, bilinçli düşünce değil bilinç altındaki problemler olarak gösteriliyor. Bu nedenle hipnozla, bilinç altına telkinler verilmesi yoluyla, bu gerçek dışı inanışlar ortadan kaldırılmaya çalışılıyor.” Uzman Görüşü: Dr. Cenk Kiper - Kadın Hastalıkları Doğum Uzmanı, Psikolog“Hipnoz bilimsel bir yöntemdir” Hipnoz tıbbın her alanında tedavi, tedaviye destek, tedavi öncesi ve sonrasında hastanın hazırlanması ve tedavinin devamlılığının sağlanması aşamalarında bir yan etki olmaksızın kullanılan, bilimsel bir yöntemdir. Hipnoz birçok alanda uygulanabilmesine ve faydalı olmasına rağmen, bazen tek başına kullanılması yeterli sonuç vermez. Bu durumlarda uygun tedavi yöntemleri ile eşleştirilerek kullanılmalıdır. Unutulmamalıdır ki; her zaman inandığımızı yaşarız ve hipnozda da başarı buna bağlıdır. Hipnozla ilgili yanlış bilgileri düzeltmek hipnozla çalışan profesyonellerin bir çatı altında toplanması amacı ile Hipnoz Enstitüsü Derneği’ni kurduk. Hipnoz ve hipnozla cinsel problemlerin tedavisi hakkında daha fazla bilgi almak isteyenler, www.hipnozen.org adresini ziyaret edebilirler. Hipnoz, çevresel ve düşünsel uyaranlardan, bir süreliğine uzaklaşarak telkin alabilme düzeyi olarak tanımlanıyor. Hipnozun etki etme mekanizması ise basitçe; o kişinin etrafına bir fanus koyarak o an için çevre koşullarından (kapı zili, akşamki yemek, arkadaşına yardım sözü, ev arama problemi gibi) etkilenmemesi sağlanarak, çözümlenmesi gereken konuya odaklanması, kendisine aydınlatıcı ve yol gösterici telkinler verilmesi olarak tarif ediliyor. Hipnozun dereceleri Hafif trans: Hipnozun başlangıcında görülür. Hafif bir gevşeme halidir. Deneğin gözleri kapandığında göz kapaklarında titremeler olur. Deneğin zihinsel faaliyetlerinde zayıflama, kol ve bacaklarda ağırlaşma, fizyolojik faaliyetlerde yavaşlama görülür. Bütün bunlara rağmen deneğin bilinci yerindedir. Orta trans: Denek, hipnotizörün sesine tam olarak şartlanır. Duygular hipnozun bu safhasında kesinlik kazanır. Tam ve derin trans: Trans hali bozulmaksızın deneğin gözleri açtırılabilir. Deneğin gözleri açık olmasına rağmen, donuktur. Çevresindeki gürültülerin hiçbirini duymaz. Kendisine hipnotizörün verdiği şekli bozmadan korur. Gözlerin bakışı sabittir. Tam uyuşukluk hali tüm vücuda yayılmıştır. Kimler hipnotize olabilir? Hipnoz olmak isteyenlerin yüzde 80’i belirli ölçüde hipnotize edilebilir. Bu, bireyin telkin alma derecesine bağlıdır. İnsanların yaklaşık yüzde 25'i derin hipnoza girebilir. Zeki ve hayalgücü zengin olanlar çok iyi hipnotize olurlar. Kimlere uygulanamaz? 5 yaşından küçük çocuklarla, 70 yaşın üzerindeki kişilerin hipnoz olması zordur. Zihinsel rahatsızlığı olan kişiler, konsantrasyon zorluğu yaşayanlar, hipnoz olmak istemeyen, korkan, oto kontrolü elden bırakmak istemeyen kişiler de hipnoz olamazlar

Sağlıklı ve kaliteli seksin sırrı!

Vajina estetiği, kimi zaman zorunlu olarak kimi zaman da psikolojik rahatlama açısından sıkça başvurulan bir operasyon
Menopoz dönemine giren kadınların bir kısmı bu süreci yaşlanmanın başlaması olarak görüyor. Ruhsal olarak da kadınları olumsuz etkileyen menopoz, cinsel yaşamın sonu olarak algılanabiliyor. Östrojen hormonunun azalmasıyla vajenin doğal kaygan ortamı yok oluyor ve bu durum sıkıntılı cinsel ilişkiye yol açabiliyor. Mediest Cerrahi ve Medikal Estetik Center Plastik, Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Atilla Alp menopoza giren kadınlar arasında vajina estetiğine başvurma oranının arttığını belirtiyor, “Operasyonla vajen duvarının altına yapılan yağ enjeksi- yonuyla hem daralma hem de kayganlık sağlanarak cinsel yaşam normale çevriliyor” diyor. Alp, vajina estetiği geçiren bir kişinin doğum yapmasında ya da cinsel ilişkiye girmesinde herhangi bir sakınca olmadığını vurguluyor. Ancak, vajina estetiği geçirmiş olanların doğum yaptıktan sonra vajina kanallarında genişleme olacağına da dikkat çekiyor. Atilla Alp “Hasta ameliyat olmadan önce doğum yapmayı düşünüyorsa ameliyatı doğumdan sonra öneriyoruz” diyor. Temel olarak operasyonlar iki grupta toplanıyor. İlki; geçirilmiş doğum travmaları, yırtıkları, dikişleri sonucu doku bütünlüğünün bozulması ve vajenin özellikle cinsel ilişkiyi olumsuz etkilemesi nedeniyle yapılıyor. İkincisine; vajina ve vulva kanserlerinde, kanserli dokuları temizleme işleminde vulva ile vajen dokusunun da alınmasıyla o bölgeye yeniden cinsel işlev kazandırmak amacıyla başvuruluyor. DiYABETLi ÖĞRENCiLERE MÜJDE Milli Eğitim Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı ile Çocuk Endokrinolojisi ve Diyabet Derneği, diyabetli çocukların yaşam koşullarını iyileştirmeye yönelik, ‘Okulda Diyabet Programı’nı hayata geçirdi. Diyabet hastası çocuklar için özel uygulamaların başlatıldığı bu programla öğretmenler diyabetli çocukların okulda bakımı konusunda eğitilecek. Sanofi-Aventis’in de desteklediği proje kapsamında 650 bin öğretmen ve 16 milyon öğrenciye ulaşılacak. Geçtiğimiz günlerde The Marmara Taksim’de gerçekleştirilen tanıtım toplantısında, İstanbul’da görev yapan 250 rehber öğretmene Tip 1 diyabet konusunda eğitim verildi.

Vajinusmustan kurtulmanın yolu!

Cinsel sağlık; sadece bir hastalığın ya da kusurun olmaması değildir
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr Ayşe Duman “Cinsel sağlık; sadece bir hastalığın ya da kusurun olmaması değildir. Cinselliğe pozitif ve saygılı bir yaklaşım içinde, zevkli, hoş, güvenli cinsel deneyimlerin önemini bilerek, bu bilince uygun davranılmasını da gerektirir” dedi. Kadında cinsel sağlık dendiğinde ilk akla gelen, kadının ilişkiye izin vermemesi anlamına gelen vajinismus. Kadınlar farklı sebeplerle ilişkiye hayır diyebilirler. Bunun başında kadının yetişme çağında cinselliğin, çirkin, pis, ayıp veya günah olarak tanıtılması geliyor. Tüm bunları bilinç altının yanlış kodlanması olarak değerlendiren Dr Ayşe Duman, “ Bizim yaptığımız bu yanlış kodlamaları, hipnoz ya da EFT (Duygusal Özgürlük Tekniği) yöntemleriyle değiştirmektir” şeklinde konuştu. Tabular, Günahlar, Yasaklar… Dr Ayşe Duman “ Maalesef hala insanlarda, özellikle kadınlarımızda cinsel konularla ilgili tabular, yasaklar, günahlar, batıl inançlarla çerçevelenmiş, tüm hayatı zehreden sıkıntılar var. Cinsellikte çiftler arasındaki cinsel çekim ve birlikte yaşanılan doyum noktaları ilişkiyi kuvvetlendirmekle birlikte, yakınlığı ve birbirinin olmayı sağlar. Cinsellik ve cinsel ilişki neslin devamlılığı için insanoğluna verilmiş bir lezzettir. Cinselliğe böyle bakıldığında kadının da zevk almasının önündeki engeller de kalkacaktır” dedi. Hipnoz ve EFT ile vajinismus tedavi ediliyor… Kadının hayatını zehreden, ilişkileri bitiren vajinismus hipnoz ve EFT ile kolayca tedavi ediliyor. Ortalama 5-6 seans süren hipnoz tedavisinden sonra çiftler sağlıklı cinsel yaşama kavuşabiliyor. Dr Ayşe Duman “Kadın ve erkek arasındaki tüm muhteşemliği ile işleyen sisteme yapılan müdahaleler, bilerek veya bilmeyerek yaptığımız yanlış yönlendirmeler, tabular, yasaklar, korkular, acı beklentileri hep yanlış algılamalardan kaynaklanmaktadır. Bize öyle öğretildiği, aklımıza öylesi yattığı için kabul ettiğimiz kendi doğrularımız, gerçeğe uymayabiliyor. İşte bizim hipnoz ve EFT ile yaptığımız, gerçeklerle kişinin doğruları arasında bir değiş-tokuştur. Çiftlerin sorunun çözümüne birlikte, ortak bir bakış açısıyla yaklaşabilmesi için seanslara birlikte gelmesi önemlidir. Sorun hangi tarafta olursa olsun, çözüm için her iki tarafın bilgilendirilmesi, sonucun kalıcı olmasını sağlayacaktır. Süreç içinde eşlerin birbirlerine destek olması son derece değerlidir ” diye konuştu Vajismustan değil çocuk sahibi olamamaktan şikayetçi Cinsel hayattaki tatminin, birliktelikteki mutluluğu pekiştirdiğini ifade eden Dr Ayşe Duman karşılaştığı örnekleri de paylaştı: “ 10 yıllık evli bir hastam tüp bebek yöntemiyle çocuk sahibi olmak için gelmişti. Muayene sonucu hiç cinsel ilişkiye girmediğini gördüğümde, sağlıklı birliktelik için çocuk sahibi olmanın çok gerekli olmadığını fakat sağlıklı cinsel yaşamın birliltelik için olmazsa olmazlardan olduğunu konuşup vaginismus sorununa yoğunlaşmaya ve doğal yollardan gebelik elde edilmesine karar verdik... Bu örnekte olduğu gibi sağlıksız cinsel hayattan kaynaklanan sorunlar için çoğu zaman doktor doktor gezilmektedir. Oysa sorun çoğu zaman cinsellikle ilgili bilinçaltının yanlış programlanmasından kaynaklanmaktadır. Hal böyle olunca gereksiz yere kısırlık tedavilerinden tutunda geçmeyen kasık ağrılarından dolayı gereksiz ameliyat olan bir dolu kadın var maalesef.” Çiftlerin mutluluğu için… Sebebi ne olursa olsun cinsel hayatın sağlıklı olmaması, kişinin günlük hayatını olumsuz etkileyecektir diyen Dr Ayşe Duman “Aldatma, şiddet, saygısız davranışlar, bazen depresyon, anksiyete gibi durumlar da vajinusmustan kaynaklanabilir. Toplum içinde zor konuşulan bu konunun çözümü için çiftlerin profesyonel yardım almaktan çekinmemesini tavsiye ederim. Bu konuda erkekler daha rahatlar, daha kolay geliyorlar. Ancak kadınlar için aynı şeyi söylemek zor” dedi.